
Günümüzde insanlık, ahlâkı merkeze alan bir dinî hayat şekline ve dindarlık tipine hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyma noktasına gelmiş bulunmaktadır. Nitekim son dönemde yapılan birçok saha araştırmasından elde edilen bulgulara göre günümüzde salt ahlâkı merkeze alan dinî hayatın veya dindarlık tipinin zayıflama eğilimi gösterdiği, buna karşın seküler ahlâka dair eğilimlerde artış olduğu görülmektedir. Ancak bu durumun, sosyolojik olarak sekülerleşmeyi ifade ettiğini söylemek oldukça güçtür. Nitekim toplumsal değişimin bir taraftan seküler eğilimleri içerdiği diğer taraftan -az veya çok- dinî hareketlenmelere yol açtığı bilinmektedir. Bu da toplumsal pratiğe melez bir görünümde sirayet etmektedir.
Günümüzde insanlık, ahlâkı merkeze alan bir dinî hayat şekline ve dindarlık tipine hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyma noktasına gelmiş bulunmaktadır. Nitekim son dönemde yapılan birçok saha araştırmasından elde edilen bulgulara göre günümüzde salt ahlâkı merkeze alan dinî hayatın veya dindarlık tipinin zayıflama eğilimi gösterdiği, buna karşın seküler ahlâka dair eğilimlerde artış olduğu görülmektedir. Ancak bu durumun, sosyolojik olarak sekülerleşmeyi ifade ettiğini söylemek oldukça güçtür. Nitekim toplumsal değişimin bir taraftan seküler eğilimleri içerdiği diğer taraftan -az veya çok- dinî hareketlenmelere yol açtığı bilinmektedir. Bu da toplumsal pratiğe melez bir görünümde sirayet etmektedir.