Beni tanıyorsunuz.
Kimi için bir avcı kimi için bir melezdim.
Ama şimdi ölülerin denize aktığı, yaşayanların ruhlarının ise hayalet gibi dolandığı o yerdeyim, cehennemdeyim.
Doğduğumdan beri öldürmek için eğitildiğim halkın karanlık tahtında oturuyorum şimdi. Uzaklarda eski tozlanmış bir anı kızıl gözlerimde titreşiyor bazen, yakışıklı bir adamın güzel yüzü. Sonra anı bozuluyor ve binbir parçaya ayrılıyor yeniden.
O adamın bir adı var diyor zihnim. Ve sen o adama âşıksın.
Milyarlarca parıltının gezindiği dünyada sadece ben kimsesiz ve lanetliyim. Tek sahip olduğum dostum uçsuz bucaksız karanlık.
Ve sonunda karanlık bile beraberinde getirdiği gölgeleriyle gizleyemediği her günah için af diledi.
Ben kim miyim?
Kirli ve karanlık bir geçmişin doğurduğu bembeyaz kanatlara hapsolmuş şu hafızasını kaybetmiş melek.
Ailem yok, arkadaşlarım yok. Sadece her şeyi yutan kutsal bir ışık var.
Sadece bazen... Renkler geliyor dünyama. İnsanların yitip giderken asla gerçekleşmeyecek hayalleriyle doluyor ruhum.
Ben hayal kırıklığı gibiyim, hayallerle besleniyorum.
Ve derinlerde bir yerde, ilk şarkıların bile adını anmadığı o karanlık devirden bir anı süzülüyor zihnime.
Adını bilmiyorum ama tutunuyorum o kızın hayaline.
Ben kayıp ruhların yoldaşı, Azrail’in çırağı Aidanhell, yaşayanların diyarında yükselirken ruhumda asla hatırlamadığım bir kaybın acısını taşıyorum her doğan güneşle yeniden.
Beni tanıyorsunuz.
Kimi için bir avcı kimi için bir melezdim.
Ama şimdi ölülerin denize aktığı, yaşayanların ruhlarının ise hayalet gibi dolandığı o yerdeyim, cehennemdeyim.
Doğduğumdan beri öldürmek için eğitildiğim halkın karanlık tahtında oturuyorum şimdi. Uzaklarda eski tozlanmış bir anı kızıl gözlerimde titreşiyor bazen, yakışıklı bir adamın güzel yüzü. Sonra anı bozuluyor ve binbir parçaya ayrılıyor yeniden.
O adamın bir adı var diyor zihnim. Ve sen o adama âşıksın.
Milyarlarca parıltının gezindiği dünyada sadece ben kimsesiz ve lanetliyim. Tek sahip olduğum dostum uçsuz bucaksız karanlık.
Ve sonunda karanlık bile beraberinde getirdiği gölgeleriyle gizleyemediği her günah için af diledi.
Ben kim miyim?
Kirli ve karanlık bir geçmişin doğurduğu bembeyaz kanatlara hapsolmuş şu hafızasını kaybetmiş melek.
Ailem yok, arkadaşlarım yok. Sadece her şeyi yutan kutsal bir ışık var.
Sadece bazen... Renkler geliyor dünyama. İnsanların yitip giderken asla gerçekleşmeyecek hayalleriyle doluyor ruhum.
Ben hayal kırıklığı gibiyim, hayallerle besleniyorum.
Ve derinlerde bir yerde, ilk şarkıların bile adını anmadığı o karanlık devirden bir anı süzülüyor zihnime.
Adını bilmiyorum ama tutunuyorum o kızın hayaline.
Ben kayıp ruhların yoldaşı, Azrail’in çırağı Aidanhell, yaşayanların diyarında yükselirken ruhumda asla hatırlamadığım bir kaybın acısını taşıyorum her doğan güneşle yeniden.