“Uyanııın! Uyanııın! çocuklar deprem oluyor. Komşular, komşulaaar uyanılın! Deprem oluyor, Deprem, deprem. Evler dökülüyor armut gibi, elma gibi, don yemiş çiçekler gibi dökülüyor evler, kaçın, kaçııın!”
Bu sözlerin ardından odaya koştu, hanımı, oğlu ve gelini onun sesiyle fırlamışlardı, dışarıya. Birlikte sokağa indiler… Çökmüş, yarılmış yıkıntılar. Nerede bir çığlık varsa oraya koşmaya başladı Rıza. Enkaz altında çıkartılmamış onlarca cesetle karşı karşıya kaldı biranda.
Yıkılan evlerde kurtulanlar evlerindeki yakınlarını komşularını kurtarmak için canlarını dişlerine takmışlardı sanki. Yaralıları omuzluyor ilk kavuştuğu arabaya veya insana veriyor. Tekrar enkaza koşuyordu. “Enkaz altında yaşıyorsanız bağııırın, elinizi vurun yere, duvara ne varsa vurun! Kız Güllüüü, Fatma hala, Hikmeeet, Hikmeeet yaşıyorsanız ses verin, ses verin!..”
“Uyanııın! Uyanııın! çocuklar deprem oluyor. Komşular, komşulaaar uyanılın! Deprem oluyor, Deprem, deprem. Evler dökülüyor armut gibi, elma gibi, don yemiş çiçekler gibi dökülüyor evler, kaçın, kaçııın!”
Bu sözlerin ardından odaya koştu, hanımı, oğlu ve gelini onun sesiyle fırlamışlardı, dışarıya. Birlikte sokağa indiler… Çökmüş, yarılmış yıkıntılar. Nerede bir çığlık varsa oraya koşmaya başladı Rıza. Enkaz altında çıkartılmamış onlarca cesetle karşı karşıya kaldı biranda.
Yıkılan evlerde kurtulanlar evlerindeki yakınlarını komşularını kurtarmak için canlarını dişlerine takmışlardı sanki. Yaralıları omuzluyor ilk kavuştuğu arabaya veya insana veriyor. Tekrar enkaza koşuyordu. “Enkaz altında yaşıyorsanız bağııırın, elinizi vurun yere, duvara ne varsa vurun! Kız Güllüüü, Fatma hala, Hikmeeet, Hikmeeet yaşıyorsanız ses verin, ses verin!..”