Doğurayım Diye Deli Olduğum Çocuk Bana Keçileri Kaçırtacak 0-5 Yaş Bağımsızlıkları İçin Didinen Çocuklarımızı Nasıl Yetiştirmeli?

Stok Kodu:
9786051051871
Boyut:
17x21
Sayfa Sayısı:
256
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%22 indirimli
250,00TL
195,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 23,83TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786051051871
902510
Doğurayım Diye Deli Olduğum Çocuk Bana Keçileri Kaçırtacak
Doğurayım Diye Deli Olduğum Çocuk Bana Keçileri Kaçırtacak 0-5 Yaş Bağımsızlıkları İçin Didinen Çocuklarımızı Nasıl Yetiştirmeli?
195.00

“Bağıra çağıra, göz yaşları dökerek isteklerinin yerine getirilmesinde direten çocukların çevrelerindeki insanları emirleri altına almayı amaçladıklarına ve anne-babalarının çocuğun bu eğilimini desteklememesi gerektiğine inanırız. Çocuğumuzun isteği yerine getirilmediğinde saldırganlaşıp bize vurmaya, tükürmeye, bizi ısırmaya kalkıştığında ne yapacağımızı şaşırırız. ‘Acaba çocuğumuzu yanlış mı yetiştiriyoruz?' diye içimize kuşku düşer. Acaba onlara bazı yasaklar koymamız mı gerekiyor? Ne de olsa çocuğumuz ilerde daha geniş çevrelere açılacak, önce okulda sonra iş hayatında farklı bir topluluğa uyum sağlaması gerekecek... Görevimiz çocuğumuzu düzgün ve uyumlu bir insan olarak yetiştirmek değil midir? Anne-babalara yol gösteren kitapların çoğu, çocuğun anne-babasına kafa tutmasına ve isteklerinde diretmesine karşı önlem olarak, yıllardır denenmiş, kesin ve tutarlı yöntemler önerir. Örneğin inat ve öfke nöbeti geçiren çocuğu odasına gönderip ‘aklın başına gelinceye kadar orada kalacaksın!' denilmesi tavsiye edilir. O halde çocuklarımızı yetiştirirken, onları gelecekteki koşullara hazırlamak uğruna, küçük yaşlarda gereksinim duydukları sevgi, anlayış, sabır ve içtenliği onlardan esirgemeli miyiz? Biz bu soruya ‘Hayır!' yanıtını veriyoruz. Çocuklarımızı şımartırsak başımıza despot kesilecekleri endişesini pekiştiren eski efsaneleri yıkmaya kararlıyız! Kitabı okuduktan sonra göreceksiniz ki, çocuğunuz bir isteğini kabul ettirmek için yine tutturur, avaz avaz bağırırsa, örneğin alışveriş merkezinde şekerleme vitrininin önünde durup tepinmeye başlarsa, öfkeye kapılıp onu azarlayacak yerde daha anlayışlı davranacak ve çocuğun bu nöbetini sevgiyle, şefkatle, sükûnetle geçirmesini sağlayacaksınız. Söz veriyoruz!… Çocuğunuz, önünde duran yarıya kadar dolu yemek tabağını yere fırlattığında, sabahleyin ayakkabılarını giydirirken sizi tekmelediğinde, okşadığınız zaman elinizi ısırdığında, elektrik prizine dokunmasını yasaklamanızı umursamayıp, sürekli prize el attığında veya kum havuzunda oynarken kumları etrafına savurduğunda… siz orada sükûnetle durup, kendi kendinize: ‘Onu azarlamama gerek yok!' diyeceksiniz, çünkü çocuğunuzun bunu neden yaptığını ve yapmamasını sağlamak için nasıl davranmanız gerektiğini öğrenmiş olacaksınız.”

“Bağıra çağıra, göz yaşları dökerek isteklerinin yerine getirilmesinde direten çocukların çevrelerindeki insanları emirleri altına almayı amaçladıklarına ve anne-babalarının çocuğun bu eğilimini desteklememesi gerektiğine inanırız. Çocuğumuzun isteği yerine getirilmediğinde saldırganlaşıp bize vurmaya, tükürmeye, bizi ısırmaya kalkıştığında ne yapacağımızı şaşırırız. ‘Acaba çocuğumuzu yanlış mı yetiştiriyoruz?' diye içimize kuşku düşer. Acaba onlara bazı yasaklar koymamız mı gerekiyor? Ne de olsa çocuğumuz ilerde daha geniş çevrelere açılacak, önce okulda sonra iş hayatında farklı bir topluluğa uyum sağlaması gerekecek... Görevimiz çocuğumuzu düzgün ve uyumlu bir insan olarak yetiştirmek değil midir? Anne-babalara yol gösteren kitapların çoğu, çocuğun anne-babasına kafa tutmasına ve isteklerinde diretmesine karşı önlem olarak, yıllardır denenmiş, kesin ve tutarlı yöntemler önerir. Örneğin inat ve öfke nöbeti geçiren çocuğu odasına gönderip ‘aklın başına gelinceye kadar orada kalacaksın!' denilmesi tavsiye edilir. O halde çocuklarımızı yetiştirirken, onları gelecekteki koşullara hazırlamak uğruna, küçük yaşlarda gereksinim duydukları sevgi, anlayış, sabır ve içtenliği onlardan esirgemeli miyiz? Biz bu soruya ‘Hayır!' yanıtını veriyoruz. Çocuklarımızı şımartırsak başımıza despot kesilecekleri endişesini pekiştiren eski efsaneleri yıkmaya kararlıyız! Kitabı okuduktan sonra göreceksiniz ki, çocuğunuz bir isteğini kabul ettirmek için yine tutturur, avaz avaz bağırırsa, örneğin alışveriş merkezinde şekerleme vitrininin önünde durup tepinmeye başlarsa, öfkeye kapılıp onu azarlayacak yerde daha anlayışlı davranacak ve çocuğun bu nöbetini sevgiyle, şefkatle, sükûnetle geçirmesini sağlayacaksınız. Söz veriyoruz!… Çocuğunuz, önünde duran yarıya kadar dolu yemek tabağını yere fırlattığında, sabahleyin ayakkabılarını giydirirken sizi tekmelediğinde, okşadığınız zaman elinizi ısırdığında, elektrik prizine dokunmasını yasaklamanızı umursamayıp, sürekli prize el attığında veya kum havuzunda oynarken kumları etrafına savurduğunda… siz orada sükûnetle durup, kendi kendinize: ‘Onu azarlamama gerek yok!' diyeceksiniz, çünkü çocuğunuzun bunu neden yaptığını ve yapmamasını sağlamak için nasıl davranmanız gerektiğini öğrenmiş olacaksınız.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat