Hiçbir şey olması gerektiği gibi değil artık. Ne dağ ne çocuk, ne kum ne karınca. Herkesin gördüğü ama kimsenin şaşırmadığı bir değişim bu. Hızla kanıksanan, hatta zaman zaman alkış tuttuğumuz; tuhaf, yanlış, zehirli bir değişim. Aynı kalan, insanın bir kısa soluk verişi, kavgası, gürültüsü, teması. Hepsinin üstünde aynı kalmanın tedirginliği, bağırmayan, usul usul, yalın bir telaş.
M. Özgür Mutlu,Dönme Dolap Düşleriile başta öykü diline, sonra da atmosfere ve karaktere inandığını bir kez daha gösteriyor. 2011 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü'nü öykü dalındaVan Gölü Ekspresiile aldıktan sonraKarton EvveDünyanın Çivisiisimli kitaplarıyla okurla buluşmaya devam eden yazar, yolculuğunu ara vermeden sürdürüyor.
“Dönme dolap aşağı inerken batıyor dünya, çıkarken doğuyor. Batarken büyüyor her şey, doğarken küçülüyor. Ben bunca sene ne yaptım büyüyüp küçülmekten başka? Aynı yerde dönüp durdum desem, yol nedir sanki, yolculuk? Bir geminin farelerin viyakladığı, karanlık küflü mutfağında Atlas Okyanusu'nu geçmişsem ne olmuş. Yine burada değil miyim, kendimden büyük gölgemi kaybettiğim yerde. Hayata beni ucuz cıvatalar bağlıyor yine.”
Hiçbir şey olması gerektiği gibi değil artık. Ne dağ ne çocuk, ne kum ne karınca. Herkesin gördüğü ama kimsenin şaşırmadığı bir değişim bu. Hızla kanıksanan, hatta zaman zaman alkış tuttuğumuz; tuhaf, yanlış, zehirli bir değişim. Aynı kalan, insanın bir kısa soluk verişi, kavgası, gürültüsü, teması. Hepsinin üstünde aynı kalmanın tedirginliği, bağırmayan, usul usul, yalın bir telaş.
M. Özgür Mutlu,Dönme Dolap Düşleriile başta öykü diline, sonra da atmosfere ve karaktere inandığını bir kez daha gösteriyor. 2011 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü'nü öykü dalındaVan Gölü Ekspresiile aldıktan sonraKarton EvveDünyanın Çivisiisimli kitaplarıyla okurla buluşmaya devam eden yazar, yolculuğunu ara vermeden sürdürüyor.
“Dönme dolap aşağı inerken batıyor dünya, çıkarken doğuyor. Batarken büyüyor her şey, doğarken küçülüyor. Ben bunca sene ne yaptım büyüyüp küçülmekten başka? Aynı yerde dönüp durdum desem, yol nedir sanki, yolculuk? Bir geminin farelerin viyakladığı, karanlık küflü mutfağında Atlas Okyanusu'nu geçmişsem ne olmuş. Yine burada değil miyim, kendimden büyük gölgemi kaybettiğim yerde. Hayata beni ucuz cıvatalar bağlıyor yine.”