Dorian Gray’in Portresi, İrlandalı roman ve oyun yazarı Oscar Wilde’ın 1891 tarihli tek romanıdır. İlk olarak Lippincot’s Monthly Magazine dergisinde tefrika olarak yayımlanan hikâye, editörler tarafından “ahlaksızca” bulunmuş, basılmadan önce Wilde’ın bilgisi olmaksızın beş yüz kelimesi sansürlenmiştir. Sansüre rağmen Dorian Gray’in Portresi İngiliz kitap eleştirmenleri tarafından ahlaki değerleri zedelemekle suçlanmış, yazarına yönelik ahlakçı eleştirilerin sebebi olmuştur. Wilde ise roman olarak basılmasından önce hikâyeyi gözden geçirip geliştirmiş, bir de roman sanatıyla ilgili veciz bir önsöz eklemiştir. Elinizdeki bu metin, hikâyenin sansürsüz ve özgün halidir.
“Kelimeler! Sadece kelimeler! Ne kadar da korkunçtular! Ne kadar açık seçik, canlı ve zalimceydiler! İnsanın onlardan kaçışı yoktu. Yine de nasıl da fark edilmesi güç bir sihirleri vardı! Soyut şeylere somut bir form kazandırma yetileri vardı sanki ve sanki bir viyola ya da lavtanınki kadar tatlı bir müzikleri… Sadece kelimeler! Kelimeler kadar gerçek bir şey var mıydı?"
Dorian Gray’in Portresi, İrlandalı roman ve oyun yazarı Oscar Wilde’ın 1891 tarihli tek romanıdır. İlk olarak Lippincot’s Monthly Magazine dergisinde tefrika olarak yayımlanan hikâye, editörler tarafından “ahlaksızca” bulunmuş, basılmadan önce Wilde’ın bilgisi olmaksızın beş yüz kelimesi sansürlenmiştir. Sansüre rağmen Dorian Gray’in Portresi İngiliz kitap eleştirmenleri tarafından ahlaki değerleri zedelemekle suçlanmış, yazarına yönelik ahlakçı eleştirilerin sebebi olmuştur. Wilde ise roman olarak basılmasından önce hikâyeyi gözden geçirip geliştirmiş, bir de roman sanatıyla ilgili veciz bir önsöz eklemiştir. Elinizdeki bu metin, hikâyenin sansürsüz ve özgün halidir.
“Kelimeler! Sadece kelimeler! Ne kadar da korkunçtular! Ne kadar açık seçik, canlı ve zalimceydiler! İnsanın onlardan kaçışı yoktu. Yine de nasıl da fark edilmesi güç bir sihirleri vardı! Soyut şeylere somut bir form kazandırma yetileri vardı sanki ve sanki bir viyola ya da lavtanınki kadar tatlı bir müzikleri… Sadece kelimeler! Kelimeler kadar gerçek bir şey var mıydı?"