“Yaşam yazdırır'' der bilge kadınlar.
İnsan yaşadıklarından dolayı köhne kalabalıklar içinde tenhalaşıp yalnızlaşır.
Bu yalnızlık, onu bir yaprak misali olgunlaştırır ve bir çırpıda savurur sonbahara.
Yere vakitsiz düşen yapraklar, kendilerini ölgün bir toprağın koynuna bırakır.
Bu ölgün toprağın koynuna sararmadan düşen yapraklar olur, yaşlanmadan ölen insanlar gibi.
İşte en çok da bu acıtır insanın sol yanını.
Yürek, bu paha biçilmez yükü kaldıramaz bir yerden sonra.
Onları nadide tohumlar gibi mısra mısra işlemek ister toprağın bağrına.
O vakit efsunî sözcükler dökülür kalemden kâğıda.
“Yaşam yazdırır'' der bilge kadınlar.
İnsan yaşadıklarından dolayı köhne kalabalıklar içinde tenhalaşıp yalnızlaşır.
Bu yalnızlık, onu bir yaprak misali olgunlaştırır ve bir çırpıda savurur sonbahara.
Yere vakitsiz düşen yapraklar, kendilerini ölgün bir toprağın koynuna bırakır.
Bu ölgün toprağın koynuna sararmadan düşen yapraklar olur, yaşlanmadan ölen insanlar gibi.
İşte en çok da bu acıtır insanın sol yanını.
Yürek, bu paha biçilmez yükü kaldıramaz bir yerden sonra.
Onları nadide tohumlar gibi mısra mısra işlemek ister toprağın bağrına.
O vakit efsunî sözcükler dökülür kalemden kâğıda.