Duino Ağıtları, döneminin yayınları arasında izole kalmıştı, o sıralar pek bilinmiyordu. Ama, zamanın sıradan Almanca şiir okuyucusu nüfuz edemeyip ilgi göstermemiş olsa da siyaset felsefecisi Hannah Arendt’den felsefeci Heidegger’e, edebiyat eleştirmeni Jacob Steiner’den katolik teolog Guardini’ye, çok sayıda tanınmış entelektüel bu on şiirlik döngüye kafa yordu. Yayımlanması üzerinden geçen yüz yıl zarfında üstüne nice makaleler, kitaplar yazıldı. Süha Râmi’nin Homeros, Hesiodos, Pindaros, Hölderlin gibi ozanlar ve Âşık Kaygısız’dan alıntılar üzerine kurulu açımlaması ise, Duino Ağıtları’ında sıkça hissedilen kaynaksal şiir duygusuna dikkat çekmek isteyen bir tür âşık bakışı içeriyor; bir yandan da Anaksimandros, Herakleitos ve Heidegger gibi düşünürlerden alıntılarla, bu şiirlere ışık tutabilecek düşüncelere değiniyor. Dize sonunda bölünen tümceleri, uyaklardan kaçınan iç ahengi, şaşırtıcı sözcük türetmeleri ve düşünsel derinliği nedeniyle, alışılıp hissedilmesi ve akışının tadına varılması romantik veya bohem şiirlerde yaşandığı denli dolayımsız olmayabilir. Ama bu, aslına içtenlikle sadık Türkçesinde Duino Ağıtları girdabına bir kez kapılan okuyucunun önünde okumakla tükenmeyen, git gide derinleşip yalınlaşan bir başka duygu ve düşünce dünyası açılabilir.
Duino Ağıtları, döneminin yayınları arasında izole kalmıştı, o sıralar pek bilinmiyordu. Ama, zamanın sıradan Almanca şiir okuyucusu nüfuz edemeyip ilgi göstermemiş olsa da siyaset felsefecisi Hannah Arendt’den felsefeci Heidegger’e, edebiyat eleştirmeni Jacob Steiner’den katolik teolog Guardini’ye, çok sayıda tanınmış entelektüel bu on şiirlik döngüye kafa yordu. Yayımlanması üzerinden geçen yüz yıl zarfında üstüne nice makaleler, kitaplar yazıldı. Süha Râmi’nin Homeros, Hesiodos, Pindaros, Hölderlin gibi ozanlar ve Âşık Kaygısız’dan alıntılar üzerine kurulu açımlaması ise, Duino Ağıtları’ında sıkça hissedilen kaynaksal şiir duygusuna dikkat çekmek isteyen bir tür âşık bakışı içeriyor; bir yandan da Anaksimandros, Herakleitos ve Heidegger gibi düşünürlerden alıntılarla, bu şiirlere ışık tutabilecek düşüncelere değiniyor. Dize sonunda bölünen tümceleri, uyaklardan kaçınan iç ahengi, şaşırtıcı sözcük türetmeleri ve düşünsel derinliği nedeniyle, alışılıp hissedilmesi ve akışının tadına varılması romantik veya bohem şiirlerde yaşandığı denli dolayımsız olmayabilir. Ama bu, aslına içtenlikle sadık Türkçesinde Duino Ağıtları girdabına bir kez kapılan okuyucunun önünde okumakla tükenmeyen, git gide derinleşip yalınlaşan bir başka duygu ve düşünce dünyası açılabilir.