Sığındığı yerde elleriyle başını sardı, kulaklarını kapadı ama her şimşek çakışında, zihninde, çocukların üzerine düşen bombalı görüntüler, yanan ormanlar, yıkımlar, toplu hayvan cesetlerinin görüntülerine engel olamadı. Her gök gürültüsü yüreğinde patlıyor, kendini o dünyadan ne kadar uzaklaştırmaya çalışsa da kurtulamıyordu. Bütün bu olanlardan öyle ya da böyle kendi payı da yok muydu sanki? Göz yumduğu, kabullendiği, kaçtığı, küçük küçük eylemlerle kendini kandırması…
Hayat, kendimizden kaçarak özgürleşebileceğimizi sandığımız bir oyun mu?
Gönül Ocak’ın ilk kitabı Dünün Geleceği Yok, doğanın ve insanın karmaşık dokularını incelikle işleyen, kayboluşları, bozulmaları ve yüzleşmeleri anlatan öykülerden oluşuyor. İnsanın olduğu her yerin tükenişi, ormanın çağrısı, dilsizler çağı, körlük, korku ve umut arasındaki ince çizgide metinlerarası bir yolculuk...
Kendinizi ve dünyayı yeniden sorgulamak için bu benzersiz öykülerde kaybolmaya hazır olun.
Sığındığı yerde elleriyle başını sardı, kulaklarını kapadı ama her şimşek çakışında, zihninde, çocukların üzerine düşen bombalı görüntüler, yanan ormanlar, yıkımlar, toplu hayvan cesetlerinin görüntülerine engel olamadı. Her gök gürültüsü yüreğinde patlıyor, kendini o dünyadan ne kadar uzaklaştırmaya çalışsa da kurtulamıyordu. Bütün bu olanlardan öyle ya da böyle kendi payı da yok muydu sanki? Göz yumduğu, kabullendiği, kaçtığı, küçük küçük eylemlerle kendini kandırması…
Hayat, kendimizden kaçarak özgürleşebileceğimizi sandığımız bir oyun mu?
Gönül Ocak’ın ilk kitabı Dünün Geleceği Yok, doğanın ve insanın karmaşık dokularını incelikle işleyen, kayboluşları, bozulmaları ve yüzleşmeleri anlatan öykülerden oluşuyor. İnsanın olduğu her yerin tükenişi, ormanın çağrısı, dilsizler çağı, körlük, korku ve umut arasındaki ince çizgide metinlerarası bir yolculuk...
Kendinizi ve dünyayı yeniden sorgulamak için bu benzersiz öykülerde kaybolmaya hazır olun.