Rose adında küçük bir kız. Kuzeni Willie'nin aksine acabalardan kurtulamıyor bir türlü. Durmadan dönen yuvarlak dünya içinde ne kendisini bulabiliyor ne de yerini. Bereket dağlar var. Onlar her şeyi durduracak kadar yüksek. Yükleniyor mavi iskemlesini ve koyabileceği yer arayışıyla gözüne kestirdiği dağın zirvesine başlıyor tırmanmaya.
Dünya Yuvarlaktır epik bir yolculuk hikâyesi. Kelimelerin kaygan zemininde tümcelerin müstakilliğini ve anlamların sabitesini yitirdiği ardı kesilmez bir devingenlik içinde anlatısını kuran Gertrude Stein, okuru biteviye tınlayan varoluşsal bir kaygının hazzını ve dehşetini aynı anda duymaya çağırıyor. "Shakespeare ne demişti, adı değişse bile gül yine aynı güzellikte ko kar, kokar mı. Hayır, kokmaz." İşte bu itiraz, Rose'u durmadan düşünmeye iten benzer bir sorguyla maceramızın da ateşleyicisi oluyor: "Adı Rose olmasaydı Rose olur muydu."
Rose adında küçük bir kız. Kuzeni Willie'nin aksine acabalardan kurtulamıyor bir türlü. Durmadan dönen yuvarlak dünya içinde ne kendisini bulabiliyor ne de yerini. Bereket dağlar var. Onlar her şeyi durduracak kadar yüksek. Yükleniyor mavi iskemlesini ve koyabileceği yer arayışıyla gözüne kestirdiği dağın zirvesine başlıyor tırmanmaya.
Dünya Yuvarlaktır epik bir yolculuk hikâyesi. Kelimelerin kaygan zemininde tümcelerin müstakilliğini ve anlamların sabitesini yitirdiği ardı kesilmez bir devingenlik içinde anlatısını kuran Gertrude Stein, okuru biteviye tınlayan varoluşsal bir kaygının hazzını ve dehşetini aynı anda duymaya çağırıyor. "Shakespeare ne demişti, adı değişse bile gül yine aynı güzellikte ko kar, kokar mı. Hayır, kokmaz." İşte bu itiraz, Rose'u durmadan düşünmeye iten benzer bir sorguyla maceramızın da ateşleyicisi oluyor: "Adı Rose olmasaydı Rose olur muydu."