Francesco Petrarca bir seyahati esnasında elinden hiç düşürmediği Aziz Augustinus'un İtiraflar kitabının bir sayfasını rastgele açtığında okuduğu cümleden çok etkilenir: “Et erunt homines admirari alta montium et ingentes fluctus maris et latissimos lapsus fluminum et oceani ambitum et gyros siderum et relinquunt se ipsos” (…ve insanlar dağların yüksekliğini, denizlerin dev dalgalarını, nehirlerin geniş yataklarını, okyanusların enginliğini, hatta yıldızların yörüngelerini hayranlıkla izlerler, lakin kendilerini ihmal ederler…)
Yapıt, Petrarca ile Aziz Augustinus'un Hakikat huzurundaki üç konuşmasından oluşan otobiyografik bir incelemedir. Petrarca bu yapıtta, dünya işlerinde kendinden başka bir şey düşünmeyen ve yanlışlar yapan insanın bile Tanrı'ya ulaşabileceği umudunu dile getirir. Böylece manevi “sorun”unu kendine özgü bir bakış açısıyla, hümanist din ve ahlak anlayışı içinde bir çözüme ulaştırmıştır.
Francesco Petrarca bir seyahati esnasında elinden hiç düşürmediği Aziz Augustinus'un İtiraflar kitabının bir sayfasını rastgele açtığında okuduğu cümleden çok etkilenir: “Et erunt homines admirari alta montium et ingentes fluctus maris et latissimos lapsus fluminum et oceani ambitum et gyros siderum et relinquunt se ipsos” (…ve insanlar dağların yüksekliğini, denizlerin dev dalgalarını, nehirlerin geniş yataklarını, okyanusların enginliğini, hatta yıldızların yörüngelerini hayranlıkla izlerler, lakin kendilerini ihmal ederler…)
Yapıt, Petrarca ile Aziz Augustinus'un Hakikat huzurundaki üç konuşmasından oluşan otobiyografik bir incelemedir. Petrarca bu yapıtta, dünya işlerinde kendinden başka bir şey düşünmeyen ve yanlışlar yapan insanın bile Tanrı'ya ulaşabileceği umudunu dile getirir. Böylece manevi “sorun”unu kendine özgü bir bakış açısıyla, hümanist din ve ahlak anlayışı içinde bir çözüme ulaştırmıştır.