“Nasıl bir hissedişse bu böyle; seni içine çekip denizlerin ortasındaki bu adadan aldı, geceleyin dünyanın uzaklarına taşıdı, başka diyarlara götürüp ve yine hiç gürültü etmeden bu isimsiz tayyare, seni usulca oralarda bıraktı ve imrendiğin ve hatta buruk bir tatla kıskandığın o içindekilerle birlikte süzülerek ayrılıp gitti çok uzaklara...”
Yetmişli yılların ilk çeyreği...
Ülkenin politik ortamında, öğrencilerinin sol düşünceye dair sorduğu soruyla hayatı değişen bir felsefe hocası...
On yıllık bir cezaevi hayatında, kişinin, başka insan hikâyelerini de yol arkadaşı bilip, özlemle sınanarak, kendi özüne uzanan yolculuğu...
“Nasıl bir hissedişse bu böyle; seni içine çekip denizlerin ortasındaki bu adadan aldı, geceleyin dünyanın uzaklarına taşıdı, başka diyarlara götürüp ve yine hiç gürültü etmeden bu isimsiz tayyare, seni usulca oralarda bıraktı ve imrendiğin ve hatta buruk bir tatla kıskandığın o içindekilerle birlikte süzülerek ayrılıp gitti çok uzaklara...”
Yetmişli yılların ilk çeyreği...
Ülkenin politik ortamında, öğrencilerinin sol düşünceye dair sorduğu soruyla hayatı değişen bir felsefe hocası...
On yıllık bir cezaevi hayatında, kişinin, başka insan hikâyelerini de yol arkadaşı bilip, özlemle sınanarak, kendi özüne uzanan yolculuğu...