Dünyanın Mihveri Kadın mı Para mı?

Stok Kodu:
9786051214283
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
240
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%25 indirimli
96,00TL
72,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 8,80TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786051214283
1265867
Dünyanın Mihveri Kadın mı Para mı?
Dünyanın Mihveri Kadın mı Para mı?
72.00

Edip Münir: “Yine bu anda zevkin, eğlencenin her çeşidinden usan¬mış, iç sıkıntısından şezlonglar üzerinde uyuklayan insanlar da var.”
Ruhsar: “Bu deniz üzerinde çalışan gündelikçileri götürüp o kibarların sofralarına oturtmalı. O şezlonglarda uyuklayan¬ları da bu Arap mavnalarına getirerek ellerine ağır kürekleri vermeli. İnsanları böyle nöbetle çalıştırmalı, dinlendirmeli... İş¬te adalet, eşitlik diye ben buna derim. Öyle demokrasi, proletarya, faşizm, sosyalizm ve benzeri kelimelerle insanlara bir değişiklik geldiği yok. Refah yine o adamların elinde, açlık, yoksulluk eski yerinde...”

Edebiyatımızda doğalcılığın ve gerçekçiliğin en önemli kilometre taşlarından biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar, sanatı, halkı yüceltmek için bir araç olarak görmüş bu nedenle üzerine gitmediği, eleştirip alay etmediği hiçbir toplumsal kurum bırakmamış, sanat yaşamı boyunca hep aklın ve mantığın yanında olmuş, eserleriyle toplumun çağdaşlaşması yolunda yobazlığa, gericiliğe, bağnazlığa, sömürücülüğe karşı savaşmıştır; bunu yaparken mizah ögesini ustaca kullanmış, İstanbul’un kenar semtlerinde, mezarlıklarında, Çingene mahallelerinde, köşklerinde, Şirket-i Hayriye vapurlarında, gazinolarında, sayfiyelerinde dolaşmış, okurlarını da dolaştırmıştır. Eserlerinde yapmacıksız bir yerlilik vardır; konak hanımefendisinden gündelikçiye, mirasyedilerden iç güveyilere, dilencilerden dadılara, kalfalara, Çingenelerden Rumlara, Ermenilere, Yahudilere kadar kimi ve neyi konu almışsa onu yerli renkleriyle betimlemesini bilmiştir.

Edip Münir: “Yine bu anda zevkin, eğlencenin her çeşidinden usan¬mış, iç sıkıntısından şezlonglar üzerinde uyuklayan insanlar da var.”
Ruhsar: “Bu deniz üzerinde çalışan gündelikçileri götürüp o kibarların sofralarına oturtmalı. O şezlonglarda uyuklayan¬ları da bu Arap mavnalarına getirerek ellerine ağır kürekleri vermeli. İnsanları böyle nöbetle çalıştırmalı, dinlendirmeli... İş¬te adalet, eşitlik diye ben buna derim. Öyle demokrasi, proletarya, faşizm, sosyalizm ve benzeri kelimelerle insanlara bir değişiklik geldiği yok. Refah yine o adamların elinde, açlık, yoksulluk eski yerinde...”

Edebiyatımızda doğalcılığın ve gerçekçiliğin en önemli kilometre taşlarından biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar, sanatı, halkı yüceltmek için bir araç olarak görmüş bu nedenle üzerine gitmediği, eleştirip alay etmediği hiçbir toplumsal kurum bırakmamış, sanat yaşamı boyunca hep aklın ve mantığın yanında olmuş, eserleriyle toplumun çağdaşlaşması yolunda yobazlığa, gericiliğe, bağnazlığa, sömürücülüğe karşı savaşmıştır; bunu yaparken mizah ögesini ustaca kullanmış, İstanbul’un kenar semtlerinde, mezarlıklarında, Çingene mahallelerinde, köşklerinde, Şirket-i Hayriye vapurlarında, gazinolarında, sayfiyelerinde dolaşmış, okurlarını da dolaştırmıştır. Eserlerinde yapmacıksız bir yerlilik vardır; konak hanımefendisinden gündelikçiye, mirasyedilerden iç güveyilere, dilencilerden dadılara, kalfalara, Çingenelerden Rumlara, Ermenilere, Yahudilere kadar kimi ve neyi konu almışsa onu yerli renkleriyle betimlemesini bilmiştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat