Bu kitapla birlikte, beş cilt olarak tasarlanan “Dünyayı Değiştiren Düşünürler” serimizi de tamamlamış oluyoruz. “Felsefenin şafağı” olarak adlandırdığımız ilk anlardan başlayarak uygarlık ve felsefe tarihinin ayak izini, 19. yüzyıl sonlarına kadar takip etmiştik. Dünyayı Değiştiren Düşünürler-5 ile eksik kalan ara aşamayı, İslam uygarlığı aşamasını da ilave etmiş oluyoruz. Bu çalışmada Hz. Muhammed, el-Kindi, er-Ravendi, er-Razi, el-Maarri, Farabi, İbn Sina, Gazzali, Ömer Hayyam, İbn Rüşd ve İbn Haldun'un düşüncelerini ele aldık. Ayrıca Mutezile ve İhvan-ı Safa akımlarını inceledik. Sözkonusu on bir düşünürü ve iki düşünce akımını, İslam uygarlığındaki kritik ve çığır açıcı rollerinden ötürü tercih ettik.
Elinizdeki kitap, özellikle iki kesim göz önünde bulundurularak yazıldı. Bunların ilki, İslam uygarlığının tarihsel gerçekliğini ve geçmişte medeniyete yaptığı büyük katkıyı önyargılarından ötürü yok saymayı bir marifet sanan kimi laik-ateist çevrelerdir. İslam'ın geçmişte oynadığı rol başka, bugün ona siyasi açıdan yüklenen işlev başkadır. Bu iki tarihsel dönemi (8-12. yüzyıl ve günümüz) ve Müslümanların tarihte oynadıkları rolleri birbirinden ayırmak gerekir.
İkinci kesimse, hurafelere dayanan, şişirme hikâye ve efsanelerle süslenmiş İslam tarihine yapılan her verimli, olumlu ve ciddi eleştiriyi İslam'a, Hz. Muhammed'e ve Allah'a bir hakaret sayan bazı muhafazakâr-İslami çevrelerdir. Ne yazık ki bu çevre, sözkonusu tutumuyla geri kafalı fanatik akımlara hizmet ettiğinin ve sonuçta onların “cephaneliğine barut taşıdığının” farkında değildir. Çalışmamızın bu iki grup için de cevap niteliği taşıdığına ve yeni tartışmalara kapı aralayacağına inanıyoruz.
Bu kitapla birlikte, beş cilt olarak tasarlanan “Dünyayı Değiştiren Düşünürler” serimizi de tamamlamış oluyoruz. “Felsefenin şafağı” olarak adlandırdığımız ilk anlardan başlayarak uygarlık ve felsefe tarihinin ayak izini, 19. yüzyıl sonlarına kadar takip etmiştik. Dünyayı Değiştiren Düşünürler-5 ile eksik kalan ara aşamayı, İslam uygarlığı aşamasını da ilave etmiş oluyoruz. Bu çalışmada Hz. Muhammed, el-Kindi, er-Ravendi, er-Razi, el-Maarri, Farabi, İbn Sina, Gazzali, Ömer Hayyam, İbn Rüşd ve İbn Haldun'un düşüncelerini ele aldık. Ayrıca Mutezile ve İhvan-ı Safa akımlarını inceledik. Sözkonusu on bir düşünürü ve iki düşünce akımını, İslam uygarlığındaki kritik ve çığır açıcı rollerinden ötürü tercih ettik.
Elinizdeki kitap, özellikle iki kesim göz önünde bulundurularak yazıldı. Bunların ilki, İslam uygarlığının tarihsel gerçekliğini ve geçmişte medeniyete yaptığı büyük katkıyı önyargılarından ötürü yok saymayı bir marifet sanan kimi laik-ateist çevrelerdir. İslam'ın geçmişte oynadığı rol başka, bugün ona siyasi açıdan yüklenen işlev başkadır. Bu iki tarihsel dönemi (8-12. yüzyıl ve günümüz) ve Müslümanların tarihte oynadıkları rolleri birbirinden ayırmak gerekir.
İkinci kesimse, hurafelere dayanan, şişirme hikâye ve efsanelerle süslenmiş İslam tarihine yapılan her verimli, olumlu ve ciddi eleştiriyi İslam'a, Hz. Muhammed'e ve Allah'a bir hakaret sayan bazı muhafazakâr-İslami çevrelerdir. Ne yazık ki bu çevre, sözkonusu tutumuyla geri kafalı fanatik akımlara hizmet ettiğinin ve sonuçta onların “cephaneliğine barut taşıdığının” farkında değildir. Çalışmamızın bu iki grup için de cevap niteliği taşıdığına ve yeni tartışmalara kapı aralayacağına inanıyoruz.