Sen yoktun, ben yoktum. O vardı. Onun hikâyesinin evveli çok başkaydı. O kim miydi? Ne miydi? O hayattı, ışıktı, yeryüzünün gökyüzünde yanan kandiliydi. Kimsesiz kış gecelerinin dondurucu ayazında içimizi görüntüsüyle ısıtan bir şömineydi. O evrenin sultanı Güneş’ti.
Güneş’in pek çok gezegeni vardı. Bu gezegenler içinde en çok sevdiği gezegenin adı Dünyaydı. Dünya diğerlerinden farklıydı. Karmaşık duygu durumları ve üzerinde meydana gelen olaylarıyla bir mıknatıs gibi Güneş’i kendine doğru çekmekteydi.
Sen yoktun, ben yoktum. O vardı. Onun hikâyesinin evveli çok başkaydı. O kim miydi? Ne miydi? O hayattı, ışıktı, yeryüzünün gökyüzünde yanan kandiliydi. Kimsesiz kış gecelerinin dondurucu ayazında içimizi görüntüsüyle ısıtan bir şömineydi. O evrenin sultanı Güneş’ti.
Güneş’in pek çok gezegeni vardı. Bu gezegenler içinde en çok sevdiği gezegenin adı Dünyaydı. Dünya diğerlerinden farklıydı. Karmaşık duygu durumları ve üzerinde meydana gelen olaylarıyla bir mıknatıs gibi Güneş’i kendine doğru çekmekteydi.