İnsanın eylemi içinde düşlerin yeri önemli; insan, gerçekliği güzelleştirmek ve değiştirmek için olması gerekeni düşler, düşünür ve harekete geçer. Zengin düşler için zengin bir kültür birikimine ihtiyaç var. Bu kitaptaki incelemelerde, insanlığın kültür sorunu ele alınıyor. Günümüz toplumunda insanlık alabildiğine kısıtlanmıştır. Kültür de, insanın varoluş koşulları olarak bu kısıtlamanın sınırları altındadır. Tekellerin hakim olduğu bir dünya, insanı fabrikasyon mamullerin yanı sıra, fabrikasyon fikirlerin, duyguların ve imgelerin müşterisine çevirmiştir.
Tekellerin kültürünü üretenler ve yaygınlaştıranlar “düşkıranlardır”. Televizyon, düşkıranların başta gelen araçlarından biri; içerdiği müzik, sinema, dizi film, haber programlarıyla topyekûn bir düşkırıcısıdır. Gündüz üretimde esir edilen emekçi, gece televizyon karanlığında uyutulmaktadır. Tekellerin kültür sanat kuşatması altında yaşayan insan, kendi yaşamına ve ihtiyaçlarına yabancılaşmıştır. İnsanın kendini görebileceği, yaşamını bulabileceği, özgürlüğünü duyumsayabileceği gerçekçi bir sanata ihtiyacı vardır.
Tekellerin ortaçağındayız, karanlıktayız. Yollar bozulmuş, insanlar arasında toplumsal ortaklıklar dağıtılmış, düşlerin uzak yıldızları karartılmış, çıkışı arıyoruz. Düşkıranlar'da, “düşkıranlara” karşı yirmi yıldan beri süren bir savaşın güncesini okuyorsunuz; edebiyet cephesindeyiz. Estetik kalkışmanın en köklüsünün yolundayız. Düşkıranlar'ı alt etmek için en yıkıcı eleştirmeni, Devrim'i arıyoruz.arıyoruz.
İnsanın eylemi içinde düşlerin yeri önemli; insan, gerçekliği güzelleştirmek ve değiştirmek için olması gerekeni düşler, düşünür ve harekete geçer. Zengin düşler için zengin bir kültür birikimine ihtiyaç var. Bu kitaptaki incelemelerde, insanlığın kültür sorunu ele alınıyor. Günümüz toplumunda insanlık alabildiğine kısıtlanmıştır. Kültür de, insanın varoluş koşulları olarak bu kısıtlamanın sınırları altındadır. Tekellerin hakim olduğu bir dünya, insanı fabrikasyon mamullerin yanı sıra, fabrikasyon fikirlerin, duyguların ve imgelerin müşterisine çevirmiştir.
Tekellerin kültürünü üretenler ve yaygınlaştıranlar “düşkıranlardır”. Televizyon, düşkıranların başta gelen araçlarından biri; içerdiği müzik, sinema, dizi film, haber programlarıyla topyekûn bir düşkırıcısıdır. Gündüz üretimde esir edilen emekçi, gece televizyon karanlığında uyutulmaktadır. Tekellerin kültür sanat kuşatması altında yaşayan insan, kendi yaşamına ve ihtiyaçlarına yabancılaşmıştır. İnsanın kendini görebileceği, yaşamını bulabileceği, özgürlüğünü duyumsayabileceği gerçekçi bir sanata ihtiyacı vardır.
Tekellerin ortaçağındayız, karanlıktayız. Yollar bozulmuş, insanlar arasında toplumsal ortaklıklar dağıtılmış, düşlerin uzak yıldızları karartılmış, çıkışı arıyoruz. Düşkıranlar'da, “düşkıranlara” karşı yirmi yıldan beri süren bir savaşın güncesini okuyorsunuz; edebiyet cephesindeyiz. Estetik kalkışmanın en köklüsünün yolundayız. Düşkıranlar'ı alt etmek için en yıkıcı eleştirmeni, Devrim'i arıyoruz.arıyoruz.