"Edebiyatta 19. yüzyılın ‘hacimli’ romanlarının veya 20. yüzyıl başlarının modernist anlatılarının yerini bugün yüz küsur sayfalık ‘novella’ların almış olması yeni bir sanatsal üretim çağının habercisi değilse nedir?”
Düşüncenin Uğursuz Kaderi’nde, Barış Özkul’un edebiyat ve sanat eserlerine toplumsal ideolojiler, kültürel ve siyasal zihniyetler penceresinden bakan yazıları bir araya geliyor. Dostoyevski’den George Orwell’a, Yahya Kemal’den Nurullah Ataç ve Kemal Tahir’e, Nuri Bilge Ceylan’dan Emin Alper’e birçok ismin eserleri üzerinden yola çıkan bu yazılar, sanatçıların dönemlerinin ruhu ve ideolojileriyle kurdukları ilişkileri, o ilişkilerin eserlerine ne derece yansıdığını, kültürel ve siyasal zihniyetlerin yaratıcı süreçleri ne derece beslediği ya da sekteye uğrattığını gösterirken, eser-sanatçı denklemi içerisinde eserin özerk konumunun önemini vurguluyor.
"Edebiyatta 19. yüzyılın ‘hacimli’ romanlarının veya 20. yüzyıl başlarının modernist anlatılarının yerini bugün yüz küsur sayfalık ‘novella’ların almış olması yeni bir sanatsal üretim çağının habercisi değilse nedir?”
Düşüncenin Uğursuz Kaderi’nde, Barış Özkul’un edebiyat ve sanat eserlerine toplumsal ideolojiler, kültürel ve siyasal zihniyetler penceresinden bakan yazıları bir araya geliyor. Dostoyevski’den George Orwell’a, Yahya Kemal’den Nurullah Ataç ve Kemal Tahir’e, Nuri Bilge Ceylan’dan Emin Alper’e birçok ismin eserleri üzerinden yola çıkan bu yazılar, sanatçıların dönemlerinin ruhu ve ideolojileriyle kurdukları ilişkileri, o ilişkilerin eserlerine ne derece yansıdığını, kültürel ve siyasal zihniyetlerin yaratıcı süreçleri ne derece beslediği ya da sekteye uğrattığını gösterirken, eser-sanatçı denklemi içerisinde eserin özerk konumunun önemini vurguluyor.