Bernhard DÜZELTİ romanında, Avusturyalı çağdaş felsefeci Ludwig Wittgenstein’ın yaşamından bir kesiti esas alarak Roithamer karakteri odağında düş gücüyle genişletir. –Wittgenstein 1920’li yıllarda Viyana’da kız kardeşi için sıra dışı bir geometrik tasarımla bir ev inşa etmişti.–
Yoğun biçimde felsefe, mimari ve bilimle uğraşırken Cambridge’de ders veren, varsıl bir ailenin oğlu Roithamer hayatının son altı yılını, ailesinden kalan Altensam mülkünün satışıyla elde ettiği gelirle Kobernausser ormanının orta noktasına, özel bir sevgi duyduğu kız kardeşi için inşa edeceği, matematiksel olarak kusursuzlaştırılmış “Koni”ye vakfetmiştir. Koninin inşasını tamamladıktan kısa süre sonra kız kardeşi ölünce yapının faydasız varlığı karşısında kendi hayatına da son verir.
Roithamer’den geriye kalan binlerce sayfalık, kâğıt parçalarına tutulmuş notları, yazıları ve tedirgin edici bir ana taslağı devralan isimsiz birinci tekil anlatıcı, Roithamer’in düştüğü ruhsal bunalımı anlayabilmek için bu bulmacanın parçalarını birleştirmeye koyulur: Yavaş yavaş gün ışığına çıkan gerçek, kendi ruhunu yadsımanın tek mantıklı çözüm olduğu sonucuna varana dek kendini durmaksızın düzeltmeye ve kavrayışını inceltmeye mecbur hisseden bir dehanın öyküsüdür.
Pek çok eleştirmen tarafından Bernhard’ın başyapıtı olarak anılan Düzelti, mükemmellik arzusu ile erişilemez bilgi arasındaki gerilime dair zekice örülmüş düşüncelerle gelen bir dil sağanağı.
Her zaman düzeltmeye çok yaklaşırız, her şeyi düzeltmeye, kendimizi öldürerek, gene de bunu yapmayız. Zeminsiz bir yanılgı olarak varoluşumuzu ve tabiatımızın tahrifata uğramışlığını düzeltmek, diye yazmış Roithamer, ama yapmayız bunu.
(Kitaptan)
Bernhard’ın düzyazısı hipnotize edici, durdurulamaz, düşüncenin kendisi kadar hızlı. Bütün büyük yazarlar gibi her an her şeyi söyleyebileceği düşüncesi uyandırıyor.
The Washington Post Book World
Benim rol modelim Thomas Bernhard; bir yazar olarak onu çok özlüyorum. Yöntemini, anlatının bir, iki köşeyi döndüğü, periskopik yazı diye tanımlayabilirim – zamanımızın epik yazını adına çok önemli bir buluş.
W. G. Sebald
Bernhard DÜZELTİ romanında, Avusturyalı çağdaş felsefeci Ludwig Wittgenstein’ın yaşamından bir kesiti esas alarak Roithamer karakteri odağında düş gücüyle genişletir. –Wittgenstein 1920’li yıllarda Viyana’da kız kardeşi için sıra dışı bir geometrik tasarımla bir ev inşa etmişti.–
Yoğun biçimde felsefe, mimari ve bilimle uğraşırken Cambridge’de ders veren, varsıl bir ailenin oğlu Roithamer hayatının son altı yılını, ailesinden kalan Altensam mülkünün satışıyla elde ettiği gelirle Kobernausser ormanının orta noktasına, özel bir sevgi duyduğu kız kardeşi için inşa edeceği, matematiksel olarak kusursuzlaştırılmış “Koni”ye vakfetmiştir. Koninin inşasını tamamladıktan kısa süre sonra kız kardeşi ölünce yapının faydasız varlığı karşısında kendi hayatına da son verir.
Roithamer’den geriye kalan binlerce sayfalık, kâğıt parçalarına tutulmuş notları, yazıları ve tedirgin edici bir ana taslağı devralan isimsiz birinci tekil anlatıcı, Roithamer’in düştüğü ruhsal bunalımı anlayabilmek için bu bulmacanın parçalarını birleştirmeye koyulur: Yavaş yavaş gün ışığına çıkan gerçek, kendi ruhunu yadsımanın tek mantıklı çözüm olduğu sonucuna varana dek kendini durmaksızın düzeltmeye ve kavrayışını inceltmeye mecbur hisseden bir dehanın öyküsüdür.
Pek çok eleştirmen tarafından Bernhard’ın başyapıtı olarak anılan Düzelti, mükemmellik arzusu ile erişilemez bilgi arasındaki gerilime dair zekice örülmüş düşüncelerle gelen bir dil sağanağı.
Her zaman düzeltmeye çok yaklaşırız, her şeyi düzeltmeye, kendimizi öldürerek, gene de bunu yapmayız. Zeminsiz bir yanılgı olarak varoluşumuzu ve tabiatımızın tahrifata uğramışlığını düzeltmek, diye yazmış Roithamer, ama yapmayız bunu.
(Kitaptan)
Bernhard’ın düzyazısı hipnotize edici, durdurulamaz, düşüncenin kendisi kadar hızlı. Bütün büyük yazarlar gibi her an her şeyi söyleyebileceği düşüncesi uyandırıyor.
The Washington Post Book World
Benim rol modelim Thomas Bernhard; bir yazar olarak onu çok özlüyorum. Yöntemini, anlatının bir, iki köşeyi döndüğü, periskopik yazı diye tanımlayabilirim – zamanımızın epik yazını adına çok önemli bir buluş.
W. G. Sebald