Kıraat ilminin altın çağı olarak nitelendirilen hicrî beşinci asır birçok önemli isim ve eserle öne çıkmaktadır. Tarihi süreçte kıraat ilminin oluşum ve tedvin dönemine denk gelen bu asırda eldeki kıraat birikiminin derlendiği ve sistematik hale getirildiği bir sürece girilmiştir. Bu dönemde yapılan çalışmalar kıraat ilminin sonraki dönemlerini birçok yönden etkilemiştir.İşte bu döneme kadar olan kıraat birikimini toparlayan müelliflerden biride çalışmamıza konu olan Ebü'l-Kâsım el-Hüzelî (ö. 465/1073) ve eseriel-Kâmil fi'l-Kırâât'tır. Hüzelî genç yaşta kıraat ilmini ahzetme arzusuyla ilmî seyahatlere çıkmış ve o dönemki İslam topraklarının birçoğuna ulaşmıştır.Bu seyahatleri sonucunda 365 âlim ile görüşmüş ve el-Kâmil fi'l-Kırâât isimli eserinde 50 kırâate ve 1459 tarike yer vermiştir. Eser içerisinde barındırdığı kıraat ve tarikler yönüyle değil fezâil, adedü'l-âyât, tecvîd, vakf ve esânid konularına da detaylı bir şekilde eğilmesiyle ayrı bir yerde durmak tadır. Yaptığı seyahatler, eserde var olan kıraatler ve tarikler, baştaİbnü'l-Cezerî (ö. 833/1429) olmak üzere her dönemde ulemanın dikkatini çekmiştir.Çalışmamızda Hüzelî'nin hayatını ve en önemli eseri olan el-Kamîl fi'l-Kırâât'i ele almaya çalışacağız. Seyahatleri, görüştüğü âlimler ve hayatı,kıraat ilmindeki yerinin ve öneminin daha iyi tespit edilmesi amacıyla detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Eserin kıraat ilmindeki yerinin ortaya koyulması hedeflenmiş ve eser, birçok yönüyle incelemeye tabi tutulmuştur. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde kıraat ilminin kavramsal çerçevesi, tarifi, konusu, faydası ve tarihçesi ele alınmıştır. Birinci bölümde Hüzelî'nin hayatı, seyahatleri, hocaları gibi hususlarda malumat verilmiştir. İkinci bölümde ise el-Kâmil fi'l-Kırâât isimli eser hakkında genel bilgiler verilmiş, eser üzerine yapılan çalışmalardan bahsedilmiş ve eser bölüm bölüm incelenmiştir.
Kıraat ilminin altın çağı olarak nitelendirilen hicrî beşinci asır birçok önemli isim ve eserle öne çıkmaktadır. Tarihi süreçte kıraat ilminin oluşum ve tedvin dönemine denk gelen bu asırda eldeki kıraat birikiminin derlendiği ve sistematik hale getirildiği bir sürece girilmiştir. Bu dönemde yapılan çalışmalar kıraat ilminin sonraki dönemlerini birçok yönden etkilemiştir.İşte bu döneme kadar olan kıraat birikimini toparlayan müelliflerden biride çalışmamıza konu olan Ebü'l-Kâsım el-Hüzelî (ö. 465/1073) ve eseriel-Kâmil fi'l-Kırâât'tır. Hüzelî genç yaşta kıraat ilmini ahzetme arzusuyla ilmî seyahatlere çıkmış ve o dönemki İslam topraklarının birçoğuna ulaşmıştır.Bu seyahatleri sonucunda 365 âlim ile görüşmüş ve el-Kâmil fi'l-Kırâât isimli eserinde 50 kırâate ve 1459 tarike yer vermiştir. Eser içerisinde barındırdığı kıraat ve tarikler yönüyle değil fezâil, adedü'l-âyât, tecvîd, vakf ve esânid konularına da detaylı bir şekilde eğilmesiyle ayrı bir yerde durmak tadır. Yaptığı seyahatler, eserde var olan kıraatler ve tarikler, baştaİbnü'l-Cezerî (ö. 833/1429) olmak üzere her dönemde ulemanın dikkatini çekmiştir.Çalışmamızda Hüzelî'nin hayatını ve en önemli eseri olan el-Kamîl fi'l-Kırâât'i ele almaya çalışacağız. Seyahatleri, görüştüğü âlimler ve hayatı,kıraat ilmindeki yerinin ve öneminin daha iyi tespit edilmesi amacıyla detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Eserin kıraat ilmindeki yerinin ortaya koyulması hedeflenmiş ve eser, birçok yönüyle incelemeye tabi tutulmuştur. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde kıraat ilminin kavramsal çerçevesi, tarifi, konusu, faydası ve tarihçesi ele alınmıştır. Birinci bölümde Hüzelî'nin hayatı, seyahatleri, hocaları gibi hususlarda malumat verilmiştir. İkinci bölümde ise el-Kâmil fi'l-Kırâât isimli eser hakkında genel bilgiler verilmiş, eser üzerine yapılan çalışmalardan bahsedilmiş ve eser bölüm bölüm incelenmiştir.