Edebiyat/Edebiyatçı/Edebiyatımız

Stok Kodu:
9786259752112
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
192
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%22 indirimli
400,00TL
312,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 38,13TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786259752112
1358513
Edebiyat/Edebiyatçı/Edebiyatımız
Edebiyat/Edebiyatçı/Edebiyatımız
312.00

Edebiyat/Edebiyatçı/Edebiyatımız üzerine yazdıklarını bir araya getiren A. Kadir Paksoy, bu yapıtını yaşadığı dönemin bir edebiyatçı tanıklığı olarak sunuyor.
Ona göre, çağının tanığı olmak, edebiyatçı sorumluluğunun en başta geleni olsa gerektir. Ama bu sorumluluk, edebiyatçı tarih bilincine sahipse hakkıyla yerine getirilebilir. Aksi durumda, yani edebiyatçı tarih bilincinden yoksunsa bu tanklık yalancı tanıklıktan öteye geçemez.
Bu nedenle, bu yapıtında, üzerine eğildiği konuları tarihsel bağlamda ele alarak, tarih bilincinden yoksun “edebiyatçı”ların örneklerini veriyor.
“Kısaca belirtmem gerekirse” diyor, “1980’den sonra, büyük ölçüde tarih bilincinden yoksunluğun bir sonucu olarak, özellikle İstanbul odaklı yayınlarda toplum sorunlarından kaçış, mistisizme, nihilizme sığınma, ‘postmodernizm’e doğru bir yöneliş oldu. 1923 Devrimi’ne burun kıvırma, ‘ikinci cumhuriyetçilik’ modası, evrensellik adına Cumhuriyet’e ve onun kurucu önderine sövme; ya da bu görüşte olmasa bile, cumhuriyetin duvarına su yürütenlere karşı vurdumduymazlık yaygınlaştı. Çarpık tarih anlayışına dayalı ‘küfür romanları’ parlatıldı. Elbette bu çarpıtmalara tanık olup gerçeğe dayalı yazın yapıtları da kotarılıp kamuya sunuldu. Elinizdeki bu yapıtın savı da bu bağlamdaki çabaya dayalıdır.”

 

Edebiyat/Edebiyatçı/Edebiyatımız üzerine yazdıklarını bir araya getiren A. Kadir Paksoy, bu yapıtını yaşadığı dönemin bir edebiyatçı tanıklığı olarak sunuyor.
Ona göre, çağının tanığı olmak, edebiyatçı sorumluluğunun en başta geleni olsa gerektir. Ama bu sorumluluk, edebiyatçı tarih bilincine sahipse hakkıyla yerine getirilebilir. Aksi durumda, yani edebiyatçı tarih bilincinden yoksunsa bu tanklık yalancı tanıklıktan öteye geçemez.
Bu nedenle, bu yapıtında, üzerine eğildiği konuları tarihsel bağlamda ele alarak, tarih bilincinden yoksun “edebiyatçı”ların örneklerini veriyor.
“Kısaca belirtmem gerekirse” diyor, “1980’den sonra, büyük ölçüde tarih bilincinden yoksunluğun bir sonucu olarak, özellikle İstanbul odaklı yayınlarda toplum sorunlarından kaçış, mistisizme, nihilizme sığınma, ‘postmodernizm’e doğru bir yöneliş oldu. 1923 Devrimi’ne burun kıvırma, ‘ikinci cumhuriyetçilik’ modası, evrensellik adına Cumhuriyet’e ve onun kurucu önderine sövme; ya da bu görüşte olmasa bile, cumhuriyetin duvarına su yürütenlere karşı vurdumduymazlık yaygınlaştı. Çarpık tarih anlayışına dayalı ‘küfür romanları’ parlatıldı. Elbette bu çarpıtmalara tanık olup gerçeğe dayalı yazın yapıtları da kotarılıp kamuya sunuldu. Elinizdeki bu yapıtın savı da bu bağlamdaki çabaya dayalıdır.”

 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat