Edebiyat ve Şehir

Stok Kodu:
9786257351942
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
211
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%14 indirimli
202,00TL
173,72TL
Taksitli fiyat: 9 x 21,23TL
Temin süresi 4-6 gündür.
9786257351942
1284132
Edebiyat ve Şehir
Edebiyat ve Şehir
173.72

İnsanlık tarih boyunca sürekli bir gelişim süreci içerisinde varlığını sürdürmüştür. İlkel toplumlar, yaptıkları ilk basit aletlerle doğa karşısında yaşam savaşı vermeye çalışmıştır. Avcılık ve toplayıcılık dönemlerinde insanlar doğa karşısında savunmasızdır. Yerleşik yaşama geçen insanlar tarım yapabilmek için verimli alanları kendilerine yurt edinmiştir. Tarımla birlikte ortaya çıkan fazla ürün ticarete zemin oluşturmuş, ticaretle birlikte toplumlar arasındaki etkileşim giderek artmıştır. Bu gelişmeler neticesinde köyden kente evrilen sosyolojik bir yapı ortaya çıkmıştır. Sümerler tarafından kurulan ilk şehirler, diğer medeniyetlere de örnek olmuş ve tarihsel süreç içerisinde önemli şehirler kurulmuştur. Avrupa’da Endüstri Devrimi ile birlikte şehirlerin önemi daha da artmıştır. Nitekim günümüzde barınma, sağlık, çalışma koşulları, yaşamsal konfor vb. nedenlerden şehirler kırsaldan daha çok tercih edilmekte ve nüfusun önemli bir bölümü şehirlerde bulunmaktadır. Tam da bu noktada sermayenin hüküm sürdüğü ve ortaya çıkardığı metropoller büyük nüfusları ve kendilerine özgü yaşam biçimleri ile ayrışmaktadır. Edebiyat, tarihi insanlık kadar eski bir sanat dalıdır. İlkel toplumlardan modern şehirlere giden süreçte daima insanların estetik açlığı edebiyat yolu ile giderilmiştir. Aynı zamanda insanlar; acılarını, sevinçlerini edebî ürünlerle dile getirmiştir. Bu bakımdan bir yaşam alanı olan şehirler, edebî ürünlerde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Kimi zaman bir dekor olan şehir, bazen de mimarî yapısı ve estetik dokusuyla edebiyata mekân olmaktadır. Her şehrin kendine mahsus mimarî yapısı olduğu gibi kendine has bir kültürel yapısı bulunmaktadır. Edebiyat bazen bu kültürel ögeleri veya o şehirle özdeşleşen belli insan topluluklarını da konu edinir. Neticede şehirler, mimarî yapıları, caddeleri, sokakları, içinde bulunan farklı meslek grubundaki insanları ve her sınıftan insanların bir arada yaşadığı zengin bir mekân olması hasebiyle daima edebiyatın önemli bir malzemesidir. Bu çalışmamızda şehrin edebiyata nasıl konu olduğu veya edebiyatın bu kavrama ne gibi anlamlar yüklediği farklı bakış açılarından değerlendirilmiştir. Eserde farklı alanlardan değerli yedi araştırmacının, şehir ve edebiyat üzerine önemli değerlendirmelerine yer verilmiştir. Böylece modern Türk edebiyatı, klasik Türk edebiyatı ve Batı edebiyatı bağlamında şehrin edebiyata konu ve mekân olması irdelenmiştir.

İnsanlık tarih boyunca sürekli bir gelişim süreci içerisinde varlığını sürdürmüştür. İlkel toplumlar, yaptıkları ilk basit aletlerle doğa karşısında yaşam savaşı vermeye çalışmıştır. Avcılık ve toplayıcılık dönemlerinde insanlar doğa karşısında savunmasızdır. Yerleşik yaşama geçen insanlar tarım yapabilmek için verimli alanları kendilerine yurt edinmiştir. Tarımla birlikte ortaya çıkan fazla ürün ticarete zemin oluşturmuş, ticaretle birlikte toplumlar arasındaki etkileşim giderek artmıştır. Bu gelişmeler neticesinde köyden kente evrilen sosyolojik bir yapı ortaya çıkmıştır. Sümerler tarafından kurulan ilk şehirler, diğer medeniyetlere de örnek olmuş ve tarihsel süreç içerisinde önemli şehirler kurulmuştur. Avrupa’da Endüstri Devrimi ile birlikte şehirlerin önemi daha da artmıştır. Nitekim günümüzde barınma, sağlık, çalışma koşulları, yaşamsal konfor vb. nedenlerden şehirler kırsaldan daha çok tercih edilmekte ve nüfusun önemli bir bölümü şehirlerde bulunmaktadır. Tam da bu noktada sermayenin hüküm sürdüğü ve ortaya çıkardığı metropoller büyük nüfusları ve kendilerine özgü yaşam biçimleri ile ayrışmaktadır. Edebiyat, tarihi insanlık kadar eski bir sanat dalıdır. İlkel toplumlardan modern şehirlere giden süreçte daima insanların estetik açlığı edebiyat yolu ile giderilmiştir. Aynı zamanda insanlar; acılarını, sevinçlerini edebî ürünlerle dile getirmiştir. Bu bakımdan bir yaşam alanı olan şehirler, edebî ürünlerde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Kimi zaman bir dekor olan şehir, bazen de mimarî yapısı ve estetik dokusuyla edebiyata mekân olmaktadır. Her şehrin kendine mahsus mimarî yapısı olduğu gibi kendine has bir kültürel yapısı bulunmaktadır. Edebiyat bazen bu kültürel ögeleri veya o şehirle özdeşleşen belli insan topluluklarını da konu edinir. Neticede şehirler, mimarî yapıları, caddeleri, sokakları, içinde bulunan farklı meslek grubundaki insanları ve her sınıftan insanların bir arada yaşadığı zengin bir mekân olması hasebiyle daima edebiyatın önemli bir malzemesidir. Bu çalışmamızda şehrin edebiyata nasıl konu olduğu veya edebiyatın bu kavrama ne gibi anlamlar yüklediği farklı bakış açılarından değerlendirilmiştir. Eserde farklı alanlardan değerli yedi araştırmacının, şehir ve edebiyat üzerine önemli değerlendirmelerine yer verilmiştir. Böylece modern Türk edebiyatı, klasik Türk edebiyatı ve Batı edebiyatı bağlamında şehrin edebiyata konu ve mekân olması irdelenmiştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat