Edebiyatın bilgisi, bilinci, yol haritası Özdemir İnce’nin eleştirel denemelerinde sürekli karşımıza çıkar. O, gündemleştirdiği edebi konular kadar; kavramlardan, bunların dilde/yazıda kullanılışa dönük bakışını dile getirmede cesur ve ataktır. Öyle ki; Edebiyat ve Siyaset Yazıları onun bu bakışının birikimini taşır okura. Bu anlamda serinin ikinci kitabı Çile Törenleri, Dinozorca Özdemir İnce’nin kendi edebi coğrafyasının renklerini de içeren denemelerini bir araya getiriyor. Edebiyatın yaşayan, tanık olunan zamanlarına dönük bir bakış, bir birikimdir Özdemir İnce’nin sunduğu. Günümüz Türk edebiyatının varoluşsal sorunlarına da bir tanıklıktır aynı zamanda.
“Sanatta her yeni eğilim önce problemlerini ortaya koyar. Sonra o iddiayı kuvvetlendiren ve ona uygun eserler verirmiş. Yani ozanlar oturacaklar, yeni şiirin ne türlü olması gerektiğini tartışacaklar, sonunda ilkeler oya sunulacak, çoğunluğu sağlayan ilkelerden belirli bir ölçüye varacaklar, eserlerini de bu ölçülere uydurmak tek ve yeter amaçları olacak, böylece sağlam sandıkları ilkeler onları sağlam yapıtlara götürecek. Biz bundan bunu çıkardık, başka türlü anlayan varsa parmak kaldırsın. Yağma yok! Şiir o kadar kolay değil.”
Edebiyatın bilgisi, bilinci, yol haritası Özdemir İnce’nin eleştirel denemelerinde sürekli karşımıza çıkar. O, gündemleştirdiği edebi konular kadar; kavramlardan, bunların dilde/yazıda kullanılışa dönük bakışını dile getirmede cesur ve ataktır. Öyle ki; Edebiyat ve Siyaset Yazıları onun bu bakışının birikimini taşır okura. Bu anlamda serinin ikinci kitabı Çile Törenleri, Dinozorca Özdemir İnce’nin kendi edebi coğrafyasının renklerini de içeren denemelerini bir araya getiriyor. Edebiyatın yaşayan, tanık olunan zamanlarına dönük bir bakış, bir birikimdir Özdemir İnce’nin sunduğu. Günümüz Türk edebiyatının varoluşsal sorunlarına da bir tanıklıktır aynı zamanda.
“Sanatta her yeni eğilim önce problemlerini ortaya koyar. Sonra o iddiayı kuvvetlendiren ve ona uygun eserler verirmiş. Yani ozanlar oturacaklar, yeni şiirin ne türlü olması gerektiğini tartışacaklar, sonunda ilkeler oya sunulacak, çoğunluğu sağlayan ilkelerden belirli bir ölçüye varacaklar, eserlerini de bu ölçülere uydurmak tek ve yeter amaçları olacak, böylece sağlam sandıkları ilkeler onları sağlam yapıtlara götürecek. Biz bundan bunu çıkardık, başka türlü anlayan varsa parmak kaldırsın. Yağma yok! Şiir o kadar kolay değil.”