Uzunca bir süredir bir edebiyat dergisindeki yazı serisini merakla izliyorum. Kalabalık Cadde’den söz ediyorum ve orada titizlikle edebiyat tarihimizi sabırla kazan Taner Ay’ın “Unutulmuş Yazarlar“ başlıklı “hatırlatmalarından”. Kültür tarihi ancak Taner Ay gibi “kazıcılar” (benim için “defineciler”) ile derinleşebilir, anlam kazanabilir ve en önemlisi, sosyal tarihle buluşabilir. Taner Ay’ın yazı dizisinde akademik bir nesnellik veya yazar ile arasına mesafe koyma gibi bir kaygısı yok, bu da yazıları çok daha lezzetli, okunur kılıyor. Unutulmuş yazarlara dair tabii ki bir çok akademik makale, tez yazılıyor ama, o söylemin metodolojik kuralları ister istemez okuru oldukça soğuk bir anlatımla başbaşa bırakıyor. Meslekî nedenlerle benim için tabii ki bir sorun değil ama, birçok okur için akademik metinlerin okunması zor olabiliyor. Taner Ay’ın edebiyatçı kişiliği, Türkçeye olan hakimiyeti ve oldum olası meraklı olduğu sinema yazarlığı, yazıların neredeyse bir senaryo gibi okunabilmesine imkân sağlıyor. Müthiş bir kazı çalışması Taner Ay’ın yaptığı ve anladığım kadarıyla bitirmeye de hiç niyeti yok, elinde sürekli artan bir isim listesi ve en önemlisi kalbinde sapasağlam bir vefa duygusu var...
Orhan Tekelioğlu T24, 12 Temmuz 2020
Uzunca bir süredir bir edebiyat dergisindeki yazı serisini merakla izliyorum. Kalabalık Cadde’den söz ediyorum ve orada titizlikle edebiyat tarihimizi sabırla kazan Taner Ay’ın “Unutulmuş Yazarlar“ başlıklı “hatırlatmalarından”. Kültür tarihi ancak Taner Ay gibi “kazıcılar” (benim için “defineciler”) ile derinleşebilir, anlam kazanabilir ve en önemlisi, sosyal tarihle buluşabilir. Taner Ay’ın yazı dizisinde akademik bir nesnellik veya yazar ile arasına mesafe koyma gibi bir kaygısı yok, bu da yazıları çok daha lezzetli, okunur kılıyor. Unutulmuş yazarlara dair tabii ki bir çok akademik makale, tez yazılıyor ama, o söylemin metodolojik kuralları ister istemez okuru oldukça soğuk bir anlatımla başbaşa bırakıyor. Meslekî nedenlerle benim için tabii ki bir sorun değil ama, birçok okur için akademik metinlerin okunması zor olabiliyor. Taner Ay’ın edebiyatçı kişiliği, Türkçeye olan hakimiyeti ve oldum olası meraklı olduğu sinema yazarlığı, yazıların neredeyse bir senaryo gibi okunabilmesine imkân sağlıyor. Müthiş bir kazı çalışması Taner Ay’ın yaptığı ve anladığım kadarıyla bitirmeye de hiç niyeti yok, elinde sürekli artan bir isim listesi ve en önemlisi kalbinde sapasağlam bir vefa duygusu var...
Orhan Tekelioğlu T24, 12 Temmuz 2020