Emperyalist ülkeler, özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyayı “Batı” ve “Doğu” olarak iki kampa ayırdı: “Uygar Batı” ve vahşi, terörist, geri kalmış Doğu!
Uygarlığın lokomotifi olduğu iddiasındaki “Batı”nın, insanın insanlaşma mücadelesini taşıyamadığı ortada. “Aylan bebek”ten sonra önerebildikleri tek şey, kale kapılarını daha sıkı kapatmak!
Edebiyatta Doğu'ya Dönmek, Doğu güzellemesi değil Batı lehine bozulmuş dengeye bir isyanın kıvılcımı olarak değerlendirilmelidir. Batı düşüncesi nasıl ki başta Doğu olmak üzere insanlığın tüm birikimini alıp sentezlemişse, Batı'nın insanlığa armağanı bu kazanımı, bu kez biz alıp sentezleyerek uygarlık çıtasını yükseltebiliriz.
Emperyalist ülkeler, özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyayı “Batı” ve “Doğu” olarak iki kampa ayırdı: “Uygar Batı” ve vahşi, terörist, geri kalmış Doğu!
Uygarlığın lokomotifi olduğu iddiasındaki “Batı”nın, insanın insanlaşma mücadelesini taşıyamadığı ortada. “Aylan bebek”ten sonra önerebildikleri tek şey, kale kapılarını daha sıkı kapatmak!
Edebiyatta Doğu'ya Dönmek, Doğu güzellemesi değil Batı lehine bozulmuş dengeye bir isyanın kıvılcımı olarak değerlendirilmelidir. Batı düşüncesi nasıl ki başta Doğu olmak üzere insanlığın tüm birikimini alıp sentezlemişse, Batı'nın insanlığa armağanı bu kazanımı, bu kez biz alıp sentezleyerek uygarlık çıtasını yükseltebiliriz.