Türkiye’de karşıdevrimci tezlerin başta gelenlerinden birisi, “On İki Ada’yı Lozan’da kaybettik” savıdır. Doç. Dr. Hüner Tuncer, Ege Adaları Sorunu kitabıyla ülkemizle Yunanistan arasında Atatürk Döneminde kurulmuş olan dostane ilişkileri zedeleyen bu sorunu, tarihsel ve uluslararası hukuka dayanan bir perspektif içinde ele alarak, ileri sürülen savların hangilerinin gerçeği daha çok yansıttığını açıklığa kavuşturmaya çalışmıştır.
Ege Adaları’nın tarihçesine kısaca değinildikten sonra, Cumhuriyet döneminden itibaren iki ülke arasındaki ilişkileri yıpratan Ege Adaları’na ilişkin uluslar arası yasal mevzuat ele alınmış; Türkiye ile Yunanistan arasında Ege’de anlaşmazlığa neden olan diğer sorunlar da irdelenmiştir. Ve Ege Adaları’nın Yunanistan tarafından silahlandırılması konusu üzerinde durularak, bütünlüklü bir tablo ortaya konmuştur.
Elinizdeki kitap, Ege Adaları’nın Statülerinin ve uluslar arası hukuk açısından hangi devletlere ait oldukları konusunun sıkça tartışıldığı günümüzde, doğru bilinen yanlışları düzelten, “galat-ı meşhurları” çürüten bir başvuru kaynağıdır.
Türkiye’de karşıdevrimci tezlerin başta gelenlerinden birisi, “On İki Ada’yı Lozan’da kaybettik” savıdır. Doç. Dr. Hüner Tuncer, Ege Adaları Sorunu kitabıyla ülkemizle Yunanistan arasında Atatürk Döneminde kurulmuş olan dostane ilişkileri zedeleyen bu sorunu, tarihsel ve uluslararası hukuka dayanan bir perspektif içinde ele alarak, ileri sürülen savların hangilerinin gerçeği daha çok yansıttığını açıklığa kavuşturmaya çalışmıştır.
Ege Adaları’nın tarihçesine kısaca değinildikten sonra, Cumhuriyet döneminden itibaren iki ülke arasındaki ilişkileri yıpratan Ege Adaları’na ilişkin uluslar arası yasal mevzuat ele alınmış; Türkiye ile Yunanistan arasında Ege’de anlaşmazlığa neden olan diğer sorunlar da irdelenmiştir. Ve Ege Adaları’nın Yunanistan tarafından silahlandırılması konusu üzerinde durularak, bütünlüklü bir tablo ortaya konmuştur.
Elinizdeki kitap, Ege Adaları’nın Statülerinin ve uluslar arası hukuk açısından hangi devletlere ait oldukları konusunun sıkça tartışıldığı günümüzde, doğru bilinen yanlışları düzelten, “galat-ı meşhurları” çürüten bir başvuru kaynağıdır.