Duygu insanların, insanlar ise eğitim örgütlerinin ve öğretim faaliyetlerinin temel bileşenlerinden birini oluşturmaktadır. Eğitim örgütlerinde hüküm süren mantık mitinin duyguları arka plana atması, eğitim örgütlerinin hiyerarşik yapısının birey ve örgütü ayrı birer öğe olarak tanımlaması gibi etmenler uzun yıllar eğitim örgütlerinde duygu yönetiminin sosyolojik yönünün göz ardı edilmesine neden olmuştur.
Duygu yönetimi sürecinin psikoloji disiplininde duygu düzenleme adıyla bilişsel değerlendirme ve tepki boyutlarından oluşan bireysel bir süreç olarak tanımlanması ve bu haliyle alanyazında daha geniş yer bulması da açık toplumsal sistemler olan eğitim örgütlerinde duygu yönetiminin sosyolojik etkilerinin ikinci planda kalmasına neden olmuştur. Oysaki örgüt amaçları doğrultusunda insan kaynağını yönetmekle görevli okul yöneticilerinin duygu kavramına ve duygu yönetimi sürecine hâkim olması son derece önemlidir. Nitekim duygu ve düşünceler birbirleriyle ilişkili olduğundan, duygularını yönetmede başarılı insanların karşılarındaki kişileri güdülemede de başarılı olduğu kabul edilmektedir.
Duygu yönetimi belirli bir bağlam içerisinde bireyin kendi duygularını ve başkalarının duygularını fark etmesi ile başlayan, fark ettiği duyguları bağlam içerisinde değerlendirmesi ile devam eden ve bağlama uygun davranışlar yansıtarak başkalarının duygu ve davranışlarını etkilemesi ile sonuçlanan bir süreçtir. Bağlamın söz konusu duygu yönetiminin her aşamasında etkili olması sürecin sosyolojik olarak da ele alınması gerektiğini düşündürmektedir. Bu kapsamda elinizdeki kitapta duygu ve duygu yönetimi kavramlarının tanımlarına, söz konusu kavramların gelişimlerine, kültürün duygu yönetimi üzerindeki etkisine, eğitim örgütleri açısından duygu yönetimi kavramına ve konuya ilişkin bir araştırmaya yer verilmekte ve siz değerli okuyucuların beğenisine sunulmaktadır.
Yazıldığı kadar keyifle okunması dileğiyle…
Duygu insanların, insanlar ise eğitim örgütlerinin ve öğretim faaliyetlerinin temel bileşenlerinden birini oluşturmaktadır. Eğitim örgütlerinde hüküm süren mantık mitinin duyguları arka plana atması, eğitim örgütlerinin hiyerarşik yapısının birey ve örgütü ayrı birer öğe olarak tanımlaması gibi etmenler uzun yıllar eğitim örgütlerinde duygu yönetiminin sosyolojik yönünün göz ardı edilmesine neden olmuştur.
Duygu yönetimi sürecinin psikoloji disiplininde duygu düzenleme adıyla bilişsel değerlendirme ve tepki boyutlarından oluşan bireysel bir süreç olarak tanımlanması ve bu haliyle alanyazında daha geniş yer bulması da açık toplumsal sistemler olan eğitim örgütlerinde duygu yönetiminin sosyolojik etkilerinin ikinci planda kalmasına neden olmuştur. Oysaki örgüt amaçları doğrultusunda insan kaynağını yönetmekle görevli okul yöneticilerinin duygu kavramına ve duygu yönetimi sürecine hâkim olması son derece önemlidir. Nitekim duygu ve düşünceler birbirleriyle ilişkili olduğundan, duygularını yönetmede başarılı insanların karşılarındaki kişileri güdülemede de başarılı olduğu kabul edilmektedir.
Duygu yönetimi belirli bir bağlam içerisinde bireyin kendi duygularını ve başkalarının duygularını fark etmesi ile başlayan, fark ettiği duyguları bağlam içerisinde değerlendirmesi ile devam eden ve bağlama uygun davranışlar yansıtarak başkalarının duygu ve davranışlarını etkilemesi ile sonuçlanan bir süreçtir. Bağlamın söz konusu duygu yönetiminin her aşamasında etkili olması sürecin sosyolojik olarak da ele alınması gerektiğini düşündürmektedir. Bu kapsamda elinizdeki kitapta duygu ve duygu yönetimi kavramlarının tanımlarına, söz konusu kavramların gelişimlerine, kültürün duygu yönetimi üzerindeki etkisine, eğitim örgütleri açısından duygu yönetimi kavramına ve konuya ilişkin bir araştırmaya yer verilmekte ve siz değerli okuyucuların beğenisine sunulmaktadır.
Yazıldığı kadar keyifle okunması dileğiyle…