Bu eserde, İsmail Gaspıralı’nın eğitim hususunda çeşitli makale ve kitaplarında ifade ettiği görüşler bir araya toplanmıştır. Elinizdeki kitap, İsmail Gaspıralı’nın eğitim konusuyla alâkalı olarak ve usûl-i cedit fikri etrafında şekillendirdiği düşünceleri ihtiva etmektedir. Gaspıralı külliyatının sonuncusu olan bu kitap, millet şuurunun kazanılmasında eğitimin ne kadar ehemmiyetli bir rolü olduğunu ortaya koymaktadır. O, millî ve manevî değerlerle insanlığın ortak eserleri olan medenî vasıtaları birbirinden ayırmıştır. Hem Batı’nın teknolojisini almamızın lüzumuna hem de millî kalmamızın imkân ve zaruretine inanmıştır. Gaspıralı, birçok aydının Batı’da gördüğü her şeyi sorgusuz sualsiz almak gerektiğini düşünmesine karşılık, bizim “biz” olarak kalmakla da modernleşebileceğimizi ileri bir görüşle ifade etmiştir. Bu ileri görüşlülüğün ve medeniyet anlayışının bir diğer tezahürü de, Gaspıralı’nın, kadınların cemiyet hayatına sokulmadığı o dönemde, onları medeniyetin vücuda getirilmesinin ihmal edilemez bir unsuru olarak görmesidir. Eğitimin fert ve cemiyet hayatındaki müspet ve vazgeçilmez fonksiyonunu ifade eden ve bu hususta herhangi bir sınırlama tanımayan Gaspıralı’nın görüşleri bugüne de ışık tutabilecek mahiyettedir.
Bu eserde, İsmail Gaspıralı’nın eğitim hususunda çeşitli makale ve kitaplarında ifade ettiği görüşler bir araya toplanmıştır. Elinizdeki kitap, İsmail Gaspıralı’nın eğitim konusuyla alâkalı olarak ve usûl-i cedit fikri etrafında şekillendirdiği düşünceleri ihtiva etmektedir. Gaspıralı külliyatının sonuncusu olan bu kitap, millet şuurunun kazanılmasında eğitimin ne kadar ehemmiyetli bir rolü olduğunu ortaya koymaktadır. O, millî ve manevî değerlerle insanlığın ortak eserleri olan medenî vasıtaları birbirinden ayırmıştır. Hem Batı’nın teknolojisini almamızın lüzumuna hem de millî kalmamızın imkân ve zaruretine inanmıştır. Gaspıralı, birçok aydının Batı’da gördüğü her şeyi sorgusuz sualsiz almak gerektiğini düşünmesine karşılık, bizim “biz” olarak kalmakla da modernleşebileceğimizi ileri bir görüşle ifade etmiştir. Bu ileri görüşlülüğün ve medeniyet anlayışının bir diğer tezahürü de, Gaspıralı’nın, kadınların cemiyet hayatına sokulmadığı o dönemde, onları medeniyetin vücuda getirilmesinin ihmal edilemez bir unsuru olarak görmesidir. Eğitimin fert ve cemiyet hayatındaki müspet ve vazgeçilmez fonksiyonunu ifade eden ve bu hususta herhangi bir sınırlama tanımayan Gaspıralı’nın görüşleri bugüne de ışık tutabilecek mahiyettedir.