“Çavdar, daha önce Derviş Düşü, Yakaza Yolculukları ve Önce Düş Vardı adlı eserlerindeki anlatı geleneğini bu kez de deneysel öykülerine uyarlıyor. Modern hayatın çıkmazlarının insan psikolojisi üzerindeki derin ve silinmez yaralarını imgesel bir düzlemde anlatıyor. Öykü türünün sınırlarını zorlayan eser, düşsel anlatımın yoğunluğunda gerçekleri tüm çıplaklığıyla deşifre ederek okurun, hayatın sancılı yönü üzerinde düşünmesini sağlıyor. Yazar, bu eserinde de yine yazın türlerinin, şiirsel üslubun ve bilinçaltının tüm imkânlarından faydalanarak örtük anlamın altında yatan sözün, salt gerçekliği etkili kılmasındaki gücünü öyküde gösteriyor.” Ümit Polat
“Çavdar, daha önce Derviş Düşü, Yakaza Yolculukları ve Önce Düş Vardı adlı eserlerindeki anlatı geleneğini bu kez de deneysel öykülerine uyarlıyor. Modern hayatın çıkmazlarının insan psikolojisi üzerindeki derin ve silinmez yaralarını imgesel bir düzlemde anlatıyor. Öykü türünün sınırlarını zorlayan eser, düşsel anlatımın yoğunluğunda gerçekleri tüm çıplaklığıyla deşifre ederek okurun, hayatın sancılı yönü üzerinde düşünmesini sağlıyor. Yazar, bu eserinde de yine yazın türlerinin, şiirsel üslubun ve bilinçaltının tüm imkânlarından faydalanarak örtük anlamın altında yatan sözün, salt gerçekliği etkili kılmasındaki gücünü öyküde gösteriyor.” Ümit Polat