Ekmek, Dükkan, Devlet: Türkiye'de Esnaf Perşembe Pazarı Örneği

Stok Kodu:
9789750533877
Boyut:
13x19.5
Sayfa Sayısı:
200
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
175,00TL
122,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,97TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9789750533877
1265097
Ekmek, Dükkan, Devlet: Türkiye'de Esnaf
Ekmek, Dükkan, Devlet: Türkiye'de Esnaf Perşembe Pazarı Örneği
122.50

“Parayla iş yaptığı için, esnafın kaybedecekleri vardır. Esnaf, işçi gibi değildir. İşçi politize olabilir çünkü işçinin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yoktur. Ancak esnafın zincirlerinden başka kaybedecekleri vardır. Esnafın kendini iyi hissedebilmesi için devlete ihtiyacı vardır. (...) Esnaf küçük sermayesini korumaya çalışırken korkuları ile hareket eder. Bu yüzden iktidara hep yakındır. İktidarla iyi geçinmeye çalışır; ama iktidarın uyguladığı ekonomi politikaları benim gelişimime katkı sağlar mı düşünmez.”

Müge Neda Altınoklu, Ekmek, Dükkân, Devlet’te Türkiye’de esnafın sınıfsal konumunun 1980’lerden itibaren hızlanan dönüşümünü inceliyor. Haksız rekabet ve mağduriyet duygusunun ağırlaştığı, “Dayanacak gücümüz kalmadı” serzenişinin rutinleştiği bir süreçte, esnafın kendisini nasıl konumlandırdığına bakıyor. Bir zamanlar “Hırdavatın Paris’i” denen İstanbul Perşembe Pazarı örneğinde, somut deneyimi gözleyerek...

Esnafın konumunu, bir yandan, Altınoklu’nun tanımıyla “sermayeye rağmen sermaye içinde” olmanın çelişkisi belirliyor. Sermaye sahibi, fakat sanayicilere ve malî sermayeye nazaran son derece kırılgan olan esnaflar, çok zaman “Nerede bu devlet!” isyanının da sözcüsü oluyorlar. “Devletsiz esnaf, esnafsız devlet olmaz” sözü, esnaf ideolojisinin taşıyıcı sütunlarından biri...

Altınoklu, esnaf kitlesini tekil ve tekdüze görmenin yanlışlığına dikkat çekiyor. Uyum eğiliminin yanı sıra hoşnutsuzlukları ve direniş stratejilerini de göz ardı etmemek gerektiği kanısında.

“Parayla iş yaptığı için, esnafın kaybedecekleri vardır. Esnaf, işçi gibi değildir. İşçi politize olabilir çünkü işçinin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yoktur. Ancak esnafın zincirlerinden başka kaybedecekleri vardır. Esnafın kendini iyi hissedebilmesi için devlete ihtiyacı vardır. (...) Esnaf küçük sermayesini korumaya çalışırken korkuları ile hareket eder. Bu yüzden iktidara hep yakındır. İktidarla iyi geçinmeye çalışır; ama iktidarın uyguladığı ekonomi politikaları benim gelişimime katkı sağlar mı düşünmez.”

Müge Neda Altınoklu, Ekmek, Dükkân, Devlet’te Türkiye’de esnafın sınıfsal konumunun 1980’lerden itibaren hızlanan dönüşümünü inceliyor. Haksız rekabet ve mağduriyet duygusunun ağırlaştığı, “Dayanacak gücümüz kalmadı” serzenişinin rutinleştiği bir süreçte, esnafın kendisini nasıl konumlandırdığına bakıyor. Bir zamanlar “Hırdavatın Paris’i” denen İstanbul Perşembe Pazarı örneğinde, somut deneyimi gözleyerek...

Esnafın konumunu, bir yandan, Altınoklu’nun tanımıyla “sermayeye rağmen sermaye içinde” olmanın çelişkisi belirliyor. Sermaye sahibi, fakat sanayicilere ve malî sermayeye nazaran son derece kırılgan olan esnaflar, çok zaman “Nerede bu devlet!” isyanının da sözcüsü oluyorlar. “Devletsiz esnaf, esnafsız devlet olmaz” sözü, esnaf ideolojisinin taşıyıcı sütunlarından biri...

Altınoklu, esnaf kitlesini tekil ve tekdüze görmenin yanlışlığına dikkat çekiyor. Uyum eğiliminin yanı sıra hoşnutsuzlukları ve direniş stratejilerini de göz ardı etmemek gerektiği kanısında.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat