Yezîd b. Abdülmelik vefat edip de hilafet Hişâm b. Abdülmelik’e geçince Ebreş el-Kelbî dışındaki bütün ashabı secdeye kapandılar. Bunun üzerine Hişâm: “Ey Ebreş! Onların yaptığı gibi seni secde etmekten alıkoyan nedir?” dedi. Ebreş: “Çünkü sen bizi bırakıp gittin ve bizi terk ettin,” dedi. Hişâm: “Peki, eğer seni de kendimle götürsem?”
dedi. Ebreş: “Yapar mısın ey Müminlerin Emîri?” dedi. Hişâm: “Yaparım,” dedi. Ebreş: “Şimdi secde hoş oldu,” dedi ve secdeye kapandı.Sürâka b. Mirdâs el-Bârıkî esir edilmişti. Esirler arasında Muhtâr’a getirildi. Sürâka şöyle dedi:
İyilik yap bana ey Maad kabilesinin en hayırlısı!
Ve hacca gidenin, namaz kılıp secde edenin en hayırlısı…
Muhtâr onu affetti ve serbest bıraktı. Daha sonra İshâk b. el-Eşʻas ile birlikte huruç etti. Yine esir olarak Muhtâr’a getirildi. Muhtâr ona: “Ben sana iyilik yapıp seni affetmedim mi? Vallahi seni öldüreceğim,” dedi. Sürâka: “Hayır vallahi sen yapmazsın inşallah,” dedi. Muhtâr: “Nedenmiş o?” dedi. Sürâka: “Çünkü babam senin Şam’ı fethedeceğini, hatta Dımaşk’ta taş üstüne taş bırakmayacağını, benim seninle birlikte olacağımı bana haber verdi,” dedi. Muhtâr yine onu serbest bıraktı. Daha sonra İshâk b. el-Eşʻas yine huruç etti; Sürâka yine onunla birlikteydi. Esir olarak yakalandı ve Muhtâr’a getirildi. Muhtâr onu görünce: “Sana karşı bana fırsat veren Allah’a hamdolsun, ey Allah’ın düşmanı! Bu üçüncü kezdir,” dedi. Sürâka: “Bu beni yakalayanlara gelince… Nerede onlar Allah aşkına? Onları göremiyorum. Biz karşı karşıya geldiğimizde, üzerlerinde beyaz elbiseler olan, altlarında da alacalı atlar
bulunan, yerle gök arasında uçuşan bazı adamlar gördük,” dedi.Bunun üzerine Muhtâr: “Onu serbest bırakın, bunu insanlara anlatsın,” dedi.
Yezîd b. Abdülmelik vefat edip de hilafet Hişâm b. Abdülmelik’e geçince Ebreş el-Kelbî dışındaki bütün ashabı secdeye kapandılar. Bunun üzerine Hişâm: “Ey Ebreş! Onların yaptığı gibi seni secde etmekten alıkoyan nedir?” dedi. Ebreş: “Çünkü sen bizi bırakıp gittin ve bizi terk ettin,” dedi. Hişâm: “Peki, eğer seni de kendimle götürsem?”
dedi. Ebreş: “Yapar mısın ey Müminlerin Emîri?” dedi. Hişâm: “Yaparım,” dedi. Ebreş: “Şimdi secde hoş oldu,” dedi ve secdeye kapandı.Sürâka b. Mirdâs el-Bârıkî esir edilmişti. Esirler arasında Muhtâr’a getirildi. Sürâka şöyle dedi:
İyilik yap bana ey Maad kabilesinin en hayırlısı!
Ve hacca gidenin, namaz kılıp secde edenin en hayırlısı…
Muhtâr onu affetti ve serbest bıraktı. Daha sonra İshâk b. el-Eşʻas ile birlikte huruç etti. Yine esir olarak Muhtâr’a getirildi. Muhtâr ona: “Ben sana iyilik yapıp seni affetmedim mi? Vallahi seni öldüreceğim,” dedi. Sürâka: “Hayır vallahi sen yapmazsın inşallah,” dedi. Muhtâr: “Nedenmiş o?” dedi. Sürâka: “Çünkü babam senin Şam’ı fethedeceğini, hatta Dımaşk’ta taş üstüne taş bırakmayacağını, benim seninle birlikte olacağımı bana haber verdi,” dedi. Muhtâr yine onu serbest bıraktı. Daha sonra İshâk b. el-Eşʻas yine huruç etti; Sürâka yine onunla birlikteydi. Esir olarak yakalandı ve Muhtâr’a getirildi. Muhtâr onu görünce: “Sana karşı bana fırsat veren Allah’a hamdolsun, ey Allah’ın düşmanı! Bu üçüncü kezdir,” dedi. Sürâka: “Bu beni yakalayanlara gelince… Nerede onlar Allah aşkına? Onları göremiyorum. Biz karşı karşıya geldiğimizde, üzerlerinde beyaz elbiseler olan, altlarında da alacalı atlar
bulunan, yerle gök arasında uçuşan bazı adamlar gördük,” dedi.Bunun üzerine Muhtâr: “Onu serbest bırakın, bunu insanlara anlatsın,” dedi.