Tefsirde müteahhirîn dönemi Cârullah ez-Zemahşerî’nin el-Keşşâf adlı eseri ile başlatılır. Bunun en önemli sebebi, Zemahşerî’nin uygulamalı olarak ortaya koyduğu tefsir ve yöntem anlayışının sonraki tefsir faaliyetleri üzerinde belirleyici olması ve geç dönem tefsir literatürünün büyük ölçüde el-Keşşâf’ın etkisiyle şekillenmesidir. Bu tefsir üzerine yazılan şerh, tâlik, muhtasar ve muhakeme türü eserler, el-Keşşâf şerhi haşiyeleri ve el-Keşşâf çizgisindeki telif tefsirler dikkate alındığında, karşımıza onlarca eserden oluşan geniş bir literatür çıkmaktadır.
Bu çalışmada “el-Keşşâf literatürü” diye adlandırılan bu eserler, Zemahşerî sonrası klasik tefsir geleneğinin ana damarını oluşturmuştur.
Bu kitapta “el-Keşşâf literatürü” tespit edilerek tanıtılmakta, bu literatürdeki muhteva ilişkileri örnekler üzerinden ortaya konulmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde, “el-Keşşâf literatürü” olarak tespit edilen eserlerin bir kronolojisi çıkarılmış ve bunlardan günümüze ulaşanlar içerik, yöntem, kapsam, kaynaklar ve etkileri açısından kısaca tanıtılmıştır. Literatür incelemesi sırasında birçok nispet iddiasının asılsız ve çok sayıda kütüphane kaydının da hatalı olduğu gösterilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise söz konusu literatürdeki muhteva ilişkileri iki örnek üzerinden kronolojik olarak izlenmiştir. Kitap, tefsir alanındaki yazma eser literatürü ve bu literatürdeki muhteva ilişkileri üzerine yapılmış en kapsamlı çalışma olma özelliğini haizdir.
Tefsirde müteahhirîn dönemi Cârullah ez-Zemahşerî’nin el-Keşşâf adlı eseri ile başlatılır. Bunun en önemli sebebi, Zemahşerî’nin uygulamalı olarak ortaya koyduğu tefsir ve yöntem anlayışının sonraki tefsir faaliyetleri üzerinde belirleyici olması ve geç dönem tefsir literatürünün büyük ölçüde el-Keşşâf’ın etkisiyle şekillenmesidir. Bu tefsir üzerine yazılan şerh, tâlik, muhtasar ve muhakeme türü eserler, el-Keşşâf şerhi haşiyeleri ve el-Keşşâf çizgisindeki telif tefsirler dikkate alındığında, karşımıza onlarca eserden oluşan geniş bir literatür çıkmaktadır.
Bu çalışmada “el-Keşşâf literatürü” diye adlandırılan bu eserler, Zemahşerî sonrası klasik tefsir geleneğinin ana damarını oluşturmuştur.
Bu kitapta “el-Keşşâf literatürü” tespit edilerek tanıtılmakta, bu literatürdeki muhteva ilişkileri örnekler üzerinden ortaya konulmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde, “el-Keşşâf literatürü” olarak tespit edilen eserlerin bir kronolojisi çıkarılmış ve bunlardan günümüze ulaşanlar içerik, yöntem, kapsam, kaynaklar ve etkileri açısından kısaca tanıtılmıştır. Literatür incelemesi sırasında birçok nispet iddiasının asılsız ve çok sayıda kütüphane kaydının da hatalı olduğu gösterilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise söz konusu literatürdeki muhteva ilişkileri iki örnek üzerinden kronolojik olarak izlenmiştir. Kitap, tefsir alanındaki yazma eser literatürü ve bu literatürdeki muhteva ilişkileri üzerine yapılmış en kapsamlı çalışma olma özelliğini haizdir.