Bir milletin büyüklerine karşı saygı ve minnet beslemesi hem büyüklüğünün delili hem de millî ve insani bir vazifedir. Hizmeti takdir etmeyen ve övmeyen bir ülkede, büyük insanların yetişmesi düşünülemez. Bizim tarihimizde yetişmiş olan ilim, fikir ve sanat adamları her zaman takdir görmüşlerdir.
Osmanlı devletinin yükselme döneminde, devlet idaresinde söz sahibi olan bazı devlet büyüklerinin takdir edip fikrine müracaat ettiği ilim adamlarından birisi de Birgivî Mehmed Efendi’dir. Çeşitli alanlarda eser veren İmam Birgivî, Arap dili ile ilgili eserler de yazmıştır. Bunlardan ilk eseri olduğunu söyleyebileceğimiz İm‘ânü’l-Enzâr asırlarca medreselerde okutulan el-Maksûd’a, Birgivî’nin yazmış olduğu bir şerhtir.
Bir milletin büyüklerine karşı saygı ve minnet beslemesi hem büyüklüğünün delili hem de millî ve insani bir vazifedir. Hizmeti takdir etmeyen ve övmeyen bir ülkede, büyük insanların yetişmesi düşünülemez. Bizim tarihimizde yetişmiş olan ilim, fikir ve sanat adamları her zaman takdir görmüşlerdir.
Osmanlı devletinin yükselme döneminde, devlet idaresinde söz sahibi olan bazı devlet büyüklerinin takdir edip fikrine müracaat ettiği ilim adamlarından birisi de Birgivî Mehmed Efendi’dir. Çeşitli alanlarda eser veren İmam Birgivî, Arap dili ile ilgili eserler de yazmıştır. Bunlardan ilk eseri olduğunu söyleyebileceğimiz İm‘ânü’l-Enzâr asırlarca medreselerde okutulan el-Maksûd’a, Birgivî’nin yazmış olduğu bir şerhtir.