Milletleri birbirinden ayıran, yaşantılarını maddi ve manevi varlıklarını özgün bir şekilde barındıran ve ifade yoluna sokan yegâne kriter, genel manada kültürdür. Her milletin kültürü zaman zaman birbirine çok benzese de birbirinden farklıdır.
Birbirine benzerlik akli kapasite ve ihtiyaçlardan meydana gelmektedir. Bu sebeple her milletin masalları, hikâyeleri, fıkraları ve daha birçok maddi ve manevi kültür ürünleri vardır. Öyle ki bu ürünler bazen aynı millet içerisinde dahi zengin farklılıklar gösterir. Yani bir hikâyenin ya da fıkranın çok sayıda varyantlarıyla karşılaşabiliyoruz. Özellikle de fıkraların... Çünkü fıkra kısa oluşu sebebiyle her an her yerde anlatılabilme özelliğine sahiptir. Bu tür kültür ürünleri söze dayalı olduğu için çok farklı hâllerde hatta bazen bozulmuş ve alakasız insanlara ait fıkralar olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu noktada fıkraları aslına yakın bir şekilde korumanın en kolay ve sağlıklı yolu yazıya geçirmektir. Tabii olarak fıkraların yazıya geçirilmesi zor bir iş. Çünkü fıkra özü itibariyle yazıya geçirilince genellikle anlatıldığı zaman verdiği etkiyi vermiyor.
Fıkra anlatılırken jest ve mimiklerle desteklenir. Konuya göre şekillenmesi sağlanır ve yöre ağızları korunursa daha gerçekçi ve anlaşılır hâle gelir. Muhataplarına da katıla katıla gülmekten başka bir iş kalmaz. Ama biz yine de fıkra üzerinde çalışmaktan geri durmadık.
Bu sebeple Elazığlımızın tarihinde yaşamış ve kulaktan kulağa aktarılarak bize kadar ulaşan bu fıkraları gelecek nesillere de aktarmak ve söz olarak uçma riskini yok ederek yaşatmayı umduk.
Yayına hazırladığımız bu fıkraları uzun çalışmalar neticesinde daha önce yayınladığımız kitaplarımız tükenince Murat SEVİNÇ beyefendinin çizmiş olduğu karikatürlerle tekrar yayına hazırladık. Bu şekilde milli kültürümüze küçük de olsa bir katkı, okuyucularımızın yüzünde bir tebessüm uyandırmayı düşündük.
Ekrem KATI
Milletleri birbirinden ayıran, yaşantılarını maddi ve manevi varlıklarını özgün bir şekilde barındıran ve ifade yoluna sokan yegâne kriter, genel manada kültürdür. Her milletin kültürü zaman zaman birbirine çok benzese de birbirinden farklıdır.
Birbirine benzerlik akli kapasite ve ihtiyaçlardan meydana gelmektedir. Bu sebeple her milletin masalları, hikâyeleri, fıkraları ve daha birçok maddi ve manevi kültür ürünleri vardır. Öyle ki bu ürünler bazen aynı millet içerisinde dahi zengin farklılıklar gösterir. Yani bir hikâyenin ya da fıkranın çok sayıda varyantlarıyla karşılaşabiliyoruz. Özellikle de fıkraların... Çünkü fıkra kısa oluşu sebebiyle her an her yerde anlatılabilme özelliğine sahiptir. Bu tür kültür ürünleri söze dayalı olduğu için çok farklı hâllerde hatta bazen bozulmuş ve alakasız insanlara ait fıkralar olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu noktada fıkraları aslına yakın bir şekilde korumanın en kolay ve sağlıklı yolu yazıya geçirmektir. Tabii olarak fıkraların yazıya geçirilmesi zor bir iş. Çünkü fıkra özü itibariyle yazıya geçirilince genellikle anlatıldığı zaman verdiği etkiyi vermiyor.
Fıkra anlatılırken jest ve mimiklerle desteklenir. Konuya göre şekillenmesi sağlanır ve yöre ağızları korunursa daha gerçekçi ve anlaşılır hâle gelir. Muhataplarına da katıla katıla gülmekten başka bir iş kalmaz. Ama biz yine de fıkra üzerinde çalışmaktan geri durmadık.
Bu sebeple Elazığlımızın tarihinde yaşamış ve kulaktan kulağa aktarılarak bize kadar ulaşan bu fıkraları gelecek nesillere de aktarmak ve söz olarak uçma riskini yok ederek yaşatmayı umduk.
Yayına hazırladığımız bu fıkraları uzun çalışmalar neticesinde daha önce yayınladığımız kitaplarımız tükenince Murat SEVİNÇ beyefendinin çizmiş olduğu karikatürlerle tekrar yayına hazırladık. Bu şekilde milli kültürümüze küçük de olsa bir katkı, okuyucularımızın yüzünde bir tebessüm uyandırmayı düşündük.
Ekrem KATI