Günümüz serbest ekonomi sisteminin temel unsurlarından biri rekabet etme özgürlüğüdür. Bu nedenle gerek Anayasa gerekse de kanunlarda rekabet teşvik edilmektedir. Piyasaya mal ve hizmet sunan tüm aktörler, mal ve hizmet sunmuş oldukları kişiler kadar birbirleri ile de etkileşim ve iletişim içine girmektedir. Mal ve hizmet sunan aktörlerin sürdürmüş oldukları rekabet onlar kadar piyasa içindeki diğer tüm aktörleri de etkiler. Rakipler arasında sürmekte olan rekabetin piyasa ve piyasa aktörleri üzerindeki etkisinin büyük olması bu alanın hukuki düzenlemelere konu olmasına neden olmuştur.
Rekabetin piyasaya sunulan mal ve hizmetlerin kalitesinin iyileşmesi, fiyatlar arasındaki dengenin korunması gibi birçok olumlu yanı bulunsa da rekabet etme hakkının da diğer tüm haklar gibi kötüye kullanılmasına hukuki himaye sağlanması düşünülemez. Bu nedenle rekabet etme hakkı hukuk düzeni tarafından yasaklanmış olmasa da dürüst ve bozulmamış rekabet ortamının sağlanması amacıyla hukukumuzda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 54 hükmünde yer alan “Haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.”1 hükmünde bu amaca yer verilmiştir.
Günümüzde gelişen teknoloji ve bu teknolojinin kullanımındaki artış da serbest ekonomi içindeki rekabet unsurunu etkilemiştir. Özellikle etkisi tüm dünya ile birlikte ülkemizde de görülen salgın hastalık ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen pandemi ile birlikte elektronik ortamın kullanımında ciddi artış meydana gelmiştir. Bu dönemde birçok şirket elektronik ortamdaki varlığını güçlendirmiştir. İktisadi yaşamın zamanla elektronik ortam üzerinde şekillenmeye başlaması ise bu ortam bakımından da hukuki düzenlemelerin var olması ihtiyacını doğurmuştur.
Çalışmamızın ilk bölümünde elektronik ortam kavramı ile bu kavramın unsurları üzerinde durulmuş, internet ve web teknolojileri üzerinde inceleme yapıldıktan sonra insanlar arasındaki iletişim ve etkileşimin en yoğun olduğu başlıca sosyal medya platformları izah edilmiştir.
Çalışmanın ikinci bölümünün ilk kısmında rekabet ve haksız rekabet kavramı ile bu iki kavram arasındaki farklar, kanunda haksız rekabet hali olarak sayılan başlıca haller üzerinde durulmuştur. İkinci kısımda ise elektronik ortama özgü haksız rekabet halleri, mevcut mevzuatımız çerçevesinde yorumlanmıştır.
Çalışmanın üçüncü bölümünde yabancılık unsuru içeren haksız rekabet halinde uygulanacak hukuk, görevli ve yetkili mahkeme tespitleri ile haksız rekabetin sonuçları üzerinde durulmuştur. Ayrıca bu bölüm içinde elektronik ortamda haksız rekabet halinde açılabilecek davalar ve sorumluluk konusu incelenmiştir.
Çalışma neticesinde varılan sonuçlar ve ulaşılan kanaatlere de sonuç başlığı altında yer verilmiştir.
Günümüz serbest ekonomi sisteminin temel unsurlarından biri rekabet etme özgürlüğüdür. Bu nedenle gerek Anayasa gerekse de kanunlarda rekabet teşvik edilmektedir. Piyasaya mal ve hizmet sunan tüm aktörler, mal ve hizmet sunmuş oldukları kişiler kadar birbirleri ile de etkileşim ve iletişim içine girmektedir. Mal ve hizmet sunan aktörlerin sürdürmüş oldukları rekabet onlar kadar piyasa içindeki diğer tüm aktörleri de etkiler. Rakipler arasında sürmekte olan rekabetin piyasa ve piyasa aktörleri üzerindeki etkisinin büyük olması bu alanın hukuki düzenlemelere konu olmasına neden olmuştur.
Rekabetin piyasaya sunulan mal ve hizmetlerin kalitesinin iyileşmesi, fiyatlar arasındaki dengenin korunması gibi birçok olumlu yanı bulunsa da rekabet etme hakkının da diğer tüm haklar gibi kötüye kullanılmasına hukuki himaye sağlanması düşünülemez. Bu nedenle rekabet etme hakkı hukuk düzeni tarafından yasaklanmış olmasa da dürüst ve bozulmamış rekabet ortamının sağlanması amacıyla hukukumuzda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 54 hükmünde yer alan “Haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.”1 hükmünde bu amaca yer verilmiştir.
Günümüzde gelişen teknoloji ve bu teknolojinin kullanımındaki artış da serbest ekonomi içindeki rekabet unsurunu etkilemiştir. Özellikle etkisi tüm dünya ile birlikte ülkemizde de görülen salgın hastalık ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen pandemi ile birlikte elektronik ortamın kullanımında ciddi artış meydana gelmiştir. Bu dönemde birçok şirket elektronik ortamdaki varlığını güçlendirmiştir. İktisadi yaşamın zamanla elektronik ortam üzerinde şekillenmeye başlaması ise bu ortam bakımından da hukuki düzenlemelerin var olması ihtiyacını doğurmuştur.
Çalışmamızın ilk bölümünde elektronik ortam kavramı ile bu kavramın unsurları üzerinde durulmuş, internet ve web teknolojileri üzerinde inceleme yapıldıktan sonra insanlar arasındaki iletişim ve etkileşimin en yoğun olduğu başlıca sosyal medya platformları izah edilmiştir.
Çalışmanın ikinci bölümünün ilk kısmında rekabet ve haksız rekabet kavramı ile bu iki kavram arasındaki farklar, kanunda haksız rekabet hali olarak sayılan başlıca haller üzerinde durulmuştur. İkinci kısımda ise elektronik ortama özgü haksız rekabet halleri, mevcut mevzuatımız çerçevesinde yorumlanmıştır.
Çalışmanın üçüncü bölümünde yabancılık unsuru içeren haksız rekabet halinde uygulanacak hukuk, görevli ve yetkili mahkeme tespitleri ile haksız rekabetin sonuçları üzerinde durulmuştur. Ayrıca bu bölüm içinde elektronik ortamda haksız rekabet halinde açılabilecek davalar ve sorumluluk konusu incelenmiştir.
Çalışma neticesinde varılan sonuçlar ve ulaşılan kanaatlere de sonuç başlığı altında yer verilmiştir.