Eski bir nehre ulaşmak için -oradan da birlikte geçmiştik-
Attığımız taşlar bizden daha çok varlardı.
Alelacele, bütün çocukluğumuz kayıyordu avuçlarımızdan,
Böylesine hazırlıklı değiliz yetişkin olmaya.
Sen,
Bir hatıra bile olmamaktan
Her şeyi keşfetmişçesine memnundun,
Bir ilmek boynuna dolanmıştı, henüz küçüktük
Ve yan yanaydık.
İçimden, ölüme sarılan kimseyi görmediğim geçmişti.
Hep bir yerlerden koştura koştura dönüyordun,
Beklediğim kapıların gölgesini ezberlemiştim.
Bütün evler aynı, bütün kapılar.
Herkes birazdan unutulacak gibi.
Saatler, etrafında kendi dönüşlerini tamamlıyor,
Bir keresinde sana bile söylemiştim,
06:05 olunca duyduğum o dalın kırılma sesini.
Kübra Hazal Çankaya, küçük harflerle büyük acılardan dem vurduğu eseri Elveda Günleri’yle edebiyat dünyasına kendinden emin, tok bir sesle adım atıyor.
Eski bir nehre ulaşmak için -oradan da birlikte geçmiştik-
Attığımız taşlar bizden daha çok varlardı.
Alelacele, bütün çocukluğumuz kayıyordu avuçlarımızdan,
Böylesine hazırlıklı değiliz yetişkin olmaya.
Sen,
Bir hatıra bile olmamaktan
Her şeyi keşfetmişçesine memnundun,
Bir ilmek boynuna dolanmıştı, henüz küçüktük
Ve yan yanaydık.
İçimden, ölüme sarılan kimseyi görmediğim geçmişti.
Hep bir yerlerden koştura koştura dönüyordun,
Beklediğim kapıların gölgesini ezberlemiştim.
Bütün evler aynı, bütün kapılar.
Herkes birazdan unutulacak gibi.
Saatler, etrafında kendi dönüşlerini tamamlıyor,
Bir keresinde sana bile söylemiştim,
06:05 olunca duyduğum o dalın kırılma sesini.
Kübra Hazal Çankaya, küçük harflerle büyük acılardan dem vurduğu eseri Elveda Günleri’yle edebiyat dünyasına kendinden emin, tok bir sesle adım atıyor.