Emevîler dönemi; İslâm tarihinde, Hulefâ-i Râşidîn döneminden sonra ve Abbâsîlerden önce son derece önemli bir yer işgal eder. Bu dönemde, İslâm Devleti’nin siyasi birliği korunmuş, sınırları genişlemiştir. Emevîler devri, Hz, Peygamber ve Hulefâ-i Râşidîn devirlerinde oluşturulmuş olan kurumlardan bir kısmının bazı ufak değişikliklere uğrayarak devam ettiği, bir kısmının da gelişen şartlara göre yeniden tesis edildiği bir dönemdir. Kurumların gelişmesinde İslâm kültürünün gelişmesinin yanı sıra, devletin sınırlarının genişlemesinin, komşu ülkelerle siyasi ve kültürel ilişkilerin sıklaşmasının, devletin ve toplumun ihtiyaçlarının artmasının önemli etkisi olmuştur. Emevîler devri, aynı zamanda, İslâmî ilimlerle, kökleri eski kültür ve medeniyet çevrelerine dayanan müspet ilimlerin filizlenme dönemidir. Bu devirde dil ve edebiyat, hadis, tarih, tefsir, tıp ve kimya üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda bir kültür malzemesi oluşmuş; bu malzemeler İslâm medeniyetinin temelinin büyük bir kısmını oluşturmuştur.
Emevîler dönemi; İslâm tarihinde, Hulefâ-i Râşidîn döneminden sonra ve Abbâsîlerden önce son derece önemli bir yer işgal eder. Bu dönemde, İslâm Devleti’nin siyasi birliği korunmuş, sınırları genişlemiştir. Emevîler devri, Hz, Peygamber ve Hulefâ-i Râşidîn devirlerinde oluşturulmuş olan kurumlardan bir kısmının bazı ufak değişikliklere uğrayarak devam ettiği, bir kısmının da gelişen şartlara göre yeniden tesis edildiği bir dönemdir. Kurumların gelişmesinde İslâm kültürünün gelişmesinin yanı sıra, devletin sınırlarının genişlemesinin, komşu ülkelerle siyasi ve kültürel ilişkilerin sıklaşmasının, devletin ve toplumun ihtiyaçlarının artmasının önemli etkisi olmuştur. Emevîler devri, aynı zamanda, İslâmî ilimlerle, kökleri eski kültür ve medeniyet çevrelerine dayanan müspet ilimlerin filizlenme dönemidir. Bu devirde dil ve edebiyat, hadis, tarih, tefsir, tıp ve kimya üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda bir kültür malzemesi oluşmuş; bu malzemeler İslâm medeniyetinin temelinin büyük bir kısmını oluşturmuştur.