Empatinin Yitimi

Stok Kodu:
9786057335395
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
368
Baskı:
1
Basım Tarihi:
368-07
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
420,00TL
315,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 38,50TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786057335395
1300841
Empatinin Yitimi
Empatinin Yitimi
315.00

İnsanın duygudaşlığını sorgulamak, onun insanlığını, kimliğini sorgulamaktır. Aynı zamanda insanın, aldığı bedensel ve ruhsal hasarın hangi derecesine kadar insanlığını korumaya devam edebildiğine dair bir sorundur.

Primo Levi, “Bunlar da mı İnsan” başlıklı sarsıcı raporunda, Auschwitz’in insanlar tarafından düşünülmüş ve gerçekleştirilmiş olmasından utanç duyduğunu yazıyordu. Oysa bu, böyle bir utancın ne başlangıcıydı ne de sonu. Bu utanç Antik Çağ’daki çocuk katliamlarıyla başladı bugün de Güney Amerika’da, Afrika’da, eski Yugoslavya’da, Rusya’da, Yakın Doğu’da, Endonezya’da kadınların ve çocukların şiddete maruz kalmalarıyla, tecavüze uğramalarıyla; Avrupa’da yabancı düşmanlığından kaynaklanan aşırılıklarla, çocukların çocuklara uyguladığı şiddetle hâlâ gündelik yaşamın içinde. Bugünkü politik durum bir yanda bürokratik egemenliğin pekiştirilmesi ile diğer yanda çaresizliğin neden olduğu öfke patlamaları arasında gidip geliyor - E.R. Wolf, Diamond 1976 -.

Ekonomik çöküntü, savaşlar, yıkım, nefret, kardeş kavgası, şiddet, uyuşturucu tüketimi, suç, kadınların ve çocukların hor görülmesi, acımasızlık ve zulüm neden tüm dünyada artıyor? Bunu ulusal, ekonomik ve teknolojik sorunlara indirgemek mümkün mü? Hayır. Bu, insanı insan yapanın ne olduğuna dair tanımımızla, kendi insan oluş anlayışımızla ilgili. İçinde yaşadığımız ortamı gururla “uygarlık” diye adlandırıyoruz ancak uygarlığın içinde hâkim olan yasalar ve güçler bizden, ruhsal ve bedensel refahımızı hedef alan bağımsız bir varlık geliştirmiş durumdalar.

Geçmişten niçin ders almıyoruz? Bilgi toplumu çağında yaşamamıza ve yüksek bilim düzeyine rağmen niçin hâlâ geçmişi geride bırakamıyoruz.

Empati, içimizdeki insaniyetsizlikle aramıza duvar ören bir engeldir. Uygarlığımızın tarihi, acıma duygusunun bastırılması ve parçalanmasıyla sadece iç içe geçmekle kalmaz aynı zamanda bunun temelini de oluşturur. Uygarlığın tarihi aynı zamanda bu kitabın ithaf edildiği empatinin ve empatinin gelişiminin de tarihidir.

İnsanın duygudaşlığını sorgulamak, onun insanlığını, kimliğini sorgulamaktır. Aynı zamanda insanın, aldığı bedensel ve ruhsal hasarın hangi derecesine kadar insanlığını korumaya devam edebildiğine dair bir sorundur.

Primo Levi, “Bunlar da mı İnsan” başlıklı sarsıcı raporunda, Auschwitz’in insanlar tarafından düşünülmüş ve gerçekleştirilmiş olmasından utanç duyduğunu yazıyordu. Oysa bu, böyle bir utancın ne başlangıcıydı ne de sonu. Bu utanç Antik Çağ’daki çocuk katliamlarıyla başladı bugün de Güney Amerika’da, Afrika’da, eski Yugoslavya’da, Rusya’da, Yakın Doğu’da, Endonezya’da kadınların ve çocukların şiddete maruz kalmalarıyla, tecavüze uğramalarıyla; Avrupa’da yabancı düşmanlığından kaynaklanan aşırılıklarla, çocukların çocuklara uyguladığı şiddetle hâlâ gündelik yaşamın içinde. Bugünkü politik durum bir yanda bürokratik egemenliğin pekiştirilmesi ile diğer yanda çaresizliğin neden olduğu öfke patlamaları arasında gidip geliyor - E.R. Wolf, Diamond 1976 -.

Ekonomik çöküntü, savaşlar, yıkım, nefret, kardeş kavgası, şiddet, uyuşturucu tüketimi, suç, kadınların ve çocukların hor görülmesi, acımasızlık ve zulüm neden tüm dünyada artıyor? Bunu ulusal, ekonomik ve teknolojik sorunlara indirgemek mümkün mü? Hayır. Bu, insanı insan yapanın ne olduğuna dair tanımımızla, kendi insan oluş anlayışımızla ilgili. İçinde yaşadığımız ortamı gururla “uygarlık” diye adlandırıyoruz ancak uygarlığın içinde hâkim olan yasalar ve güçler bizden, ruhsal ve bedensel refahımızı hedef alan bağımsız bir varlık geliştirmiş durumdalar.

Geçmişten niçin ders almıyoruz? Bilgi toplumu çağında yaşamamıza ve yüksek bilim düzeyine rağmen niçin hâlâ geçmişi geride bırakamıyoruz.

Empati, içimizdeki insaniyetsizlikle aramıza duvar ören bir engeldir. Uygarlığımızın tarihi, acıma duygusunun bastırılması ve parçalanmasıyla sadece iç içe geçmekle kalmaz aynı zamanda bunun temelini de oluşturur. Uygarlığın tarihi aynı zamanda bu kitabın ithaf edildiği empatinin ve empatinin gelişiminin de tarihidir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat