Tarih boyunca insanlar, kendilerini ve çevrelerini değiştirecek/dönüştürecek “tasarruf edici” bir gücün/kudretin ellerinde olmasını çok arzu etmişlerdir. Kendisine dokunanı altın'a dönüştürdüğüne inanılan “Filozof Taşı” yani “Kibrit-i Ahmer” adlı efsanevi madde/taş bunlardan biridir. “Mühr-i Süleyman” yani Hz. Süleyman'ın parmağında taşıdığı yüzüğü de böyledir. “Kibrit-i Ahmer” ve “Mühr-i Süleyman”ın yanında bir başka aranan güç de “İsm-i Azam”dır. Hz. Peygamber “İsm-i Azam, Allah'ın isimlerinden birisidir ve bu isimle yapılan dualar mutlak kabul edilir” buyurmuştur. Düşünüldüğünde “Kibrit-i Ahmer” de, “Mühr-i Süleyman” da, “İsm-i Azam” da birbirleriyle örtüşen kavramlardır; üçünün de ortak noktası insanın var olanı değiştirme ve dönüştürme gücünü/kudretini/iradesini elinde tutma, kontrol etme isteği veya tutkusudur. Aslında Allah'a nisbet edildiğinde Allah'ın bütün isimleri -aralarında bir fark gözetmeksizin- büyüktür. Bütün isimler, Allah'ın farklı bir vechesinin/fiilinin tecellisidir ve hepsi tek bir hakikate işaret etmektedir. Alem, Allah'ın isimlerinin birer tecellisinden meydana gelmiştir ve tüm bu isimler varlığın varoluşunun temelidir. Bütün isimlerin toplamı ise sadece insanın içinde potansiyel olarak vardır ve bu anlamda insan yeryüzünde Allah'ı gösteren en güzel/kemal aynadır. Allah'ın en güzel/yüce/büyük ismi genelde insan, özelde ise Hz. Peygamber'dir.
“En Büyük İsim” adlı bu çalışmanın “İsm-i Azam”ı arayanlara hikmetli kapılar açmasını tüm isimlerin tek müsemmâsı olan Allah'tan niyaz ediyorum.
Oldu Ruh'um ilm-i simyanla muammer,
Kıldın fakiri Ya Hayy, “Kibrit-i Ahmer.
Ganiyy-i Muhtefi
Tarih boyunca insanlar, kendilerini ve çevrelerini değiştirecek/dönüştürecek “tasarruf edici” bir gücün/kudretin ellerinde olmasını çok arzu etmişlerdir. Kendisine dokunanı altın'a dönüştürdüğüne inanılan “Filozof Taşı” yani “Kibrit-i Ahmer” adlı efsanevi madde/taş bunlardan biridir. “Mühr-i Süleyman” yani Hz. Süleyman'ın parmağında taşıdığı yüzüğü de böyledir. “Kibrit-i Ahmer” ve “Mühr-i Süleyman”ın yanında bir başka aranan güç de “İsm-i Azam”dır. Hz. Peygamber “İsm-i Azam, Allah'ın isimlerinden birisidir ve bu isimle yapılan dualar mutlak kabul edilir” buyurmuştur. Düşünüldüğünde “Kibrit-i Ahmer” de, “Mühr-i Süleyman” da, “İsm-i Azam” da birbirleriyle örtüşen kavramlardır; üçünün de ortak noktası insanın var olanı değiştirme ve dönüştürme gücünü/kudretini/iradesini elinde tutma, kontrol etme isteği veya tutkusudur. Aslında Allah'a nisbet edildiğinde Allah'ın bütün isimleri -aralarında bir fark gözetmeksizin- büyüktür. Bütün isimler, Allah'ın farklı bir vechesinin/fiilinin tecellisidir ve hepsi tek bir hakikate işaret etmektedir. Alem, Allah'ın isimlerinin birer tecellisinden meydana gelmiştir ve tüm bu isimler varlığın varoluşunun temelidir. Bütün isimlerin toplamı ise sadece insanın içinde potansiyel olarak vardır ve bu anlamda insan yeryüzünde Allah'ı gösteren en güzel/kemal aynadır. Allah'ın en güzel/yüce/büyük ismi genelde insan, özelde ise Hz. Peygamber'dir.
“En Büyük İsim” adlı bu çalışmanın “İsm-i Azam”ı arayanlara hikmetli kapılar açmasını tüm isimlerin tek müsemmâsı olan Allah'tan niyaz ediyorum.
Oldu Ruh'um ilm-i simyanla muammer,
Kıldın fakiri Ya Hayy, “Kibrit-i Ahmer.
Ganiyy-i Muhtefi