“Türkiye'nin önemli bir sanayi(leşen) kenti İzmit'te doğmuş ve büyümüş birisi olarak tarihin önemli bir dönemecine, toplumsal değişime bizzat şahit olmuştum… Avrupa'nın 1800'lerde yaşadığı sürecin bir benzerini bizler yeni tecrübe ediyorduk. Göçün ardı arkası kesilmiyordu. Bazı bölgeler nüfus bakımından 10-15 yıl içinde on kat büyüyordu. Bu yeni süreçte insanlara içinde yaşadıkları fiilî durum ve ona hâkim olan ruh bir şeyler teklif ediyordu…” Ahmet Kesgin Hoca, ülkemizin geçirdiği büyük değişim sırasında görüp yaşadıklarıyla okuyup öğrendiklerini, ABD'deki öğretim üyesi olarak tecrübesini fevkalade biçimde bir araya getiriyor. “Eğitimden şahsiyet inşasına, siyasetten iktisadîyete, ahlâktan hukuka, sanattan dinî tecrübeye insanları hemen her alan ve yerde birbirine benzeştirerek yönlendiren ve onları bazı alanlarda çoğunlukla bir örnekleştiren tavırlara sevk eden temel mesele”nin ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Anlıyor ve kendi üretimi olan “endüstriyel siyaset”, “geçici estetizasyon” gibi kavramlar eşliğinde ya da “bağlam”, “ortam”, “değişim”, “dönüşüm” kavramlarını yeni bir yoruma tabi tutarak verimli zihin dünyasının ulaştığı sonuçları akademiye ve biz okuyuculara sunuyor.
Onun hayranlık uyandıran çalışması, siyaset ve ahlâk felsefeleri alanında çalışan akademisyen ve öğrencilere olduğu kadar başta siyasetin pratiğini yapanlar olmak üzere siyaset ve ahlâk alanlarının birbirinden uzaklaşmasının yol açtığı sıkıntılardan mustarip herkese hakikatleri görme fırsatı verecektir.
Kitabı okuyup da faydalanmamak mı? Hayır, öyle bir ihtimal yok!...
“Türkiye'nin önemli bir sanayi(leşen) kenti İzmit'te doğmuş ve büyümüş birisi olarak tarihin önemli bir dönemecine, toplumsal değişime bizzat şahit olmuştum… Avrupa'nın 1800'lerde yaşadığı sürecin bir benzerini bizler yeni tecrübe ediyorduk. Göçün ardı arkası kesilmiyordu. Bazı bölgeler nüfus bakımından 10-15 yıl içinde on kat büyüyordu. Bu yeni süreçte insanlara içinde yaşadıkları fiilî durum ve ona hâkim olan ruh bir şeyler teklif ediyordu…” Ahmet Kesgin Hoca, ülkemizin geçirdiği büyük değişim sırasında görüp yaşadıklarıyla okuyup öğrendiklerini, ABD'deki öğretim üyesi olarak tecrübesini fevkalade biçimde bir araya getiriyor. “Eğitimden şahsiyet inşasına, siyasetten iktisadîyete, ahlâktan hukuka, sanattan dinî tecrübeye insanları hemen her alan ve yerde birbirine benzeştirerek yönlendiren ve onları bazı alanlarda çoğunlukla bir örnekleştiren tavırlara sevk eden temel mesele”nin ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Anlıyor ve kendi üretimi olan “endüstriyel siyaset”, “geçici estetizasyon” gibi kavramlar eşliğinde ya da “bağlam”, “ortam”, “değişim”, “dönüşüm” kavramlarını yeni bir yoruma tabi tutarak verimli zihin dünyasının ulaştığı sonuçları akademiye ve biz okuyuculara sunuyor.
Onun hayranlık uyandıran çalışması, siyaset ve ahlâk felsefeleri alanında çalışan akademisyen ve öğrencilere olduğu kadar başta siyasetin pratiğini yapanlar olmak üzere siyaset ve ahlâk alanlarının birbirinden uzaklaşmasının yol açtığı sıkıntılardan mustarip herkese hakikatleri görme fırsatı verecektir.
Kitabı okuyup da faydalanmamak mı? Hayır, öyle bir ihtimal yok!...