İnsan bedeni tarih boyunca kimin hizmetinde olmuştur?
İnsanlık tarihi boyunca bedenler, günahkâr ve kutsal olarak farklı muameleler görmüştür. Öyle ki bunun izleri mitolojiden sanata, dinlerden tarihe dek her alana sızmıştır. Cinsellik adı altında toplanan bu izler, içinde erilin gücünü, yüceltilmesini, dişilin dışlanmasını, baskılanmasını, metalaştırılmasını ve nihayetinde şeytanlaştırılmasını, ötekilerin yok sayılmasını ve lanetlenmesini taşır ve aslında bunlar tümüyle iktidarın tutumunu yansıtır.
Tarihin üstü örtülen, konuşulmayan ama bu sessizliğiyle dahi çığlık çığlığa bağıran karanlık kuytusunda neler gizlenmiştir? Bastırılmaya ve yok sayılmaya çalışılan aslında nedir?
Arkeolog ve Eskiçağ Tarihçisi Baha Batıkan mağaraların karanlığından sarayların has odalarına dek örtülüp saklanan bedenin, cinselliğin, günah ilan edilenin tarihinde derin ve meydan okuyucu bir kazıya götürüyor bizleri. Günah, kutsal ve tabu olanın içinde çıktığı bu “tehlikeli” yolculukta, bugün içine hapsolduğumuz zihniyetin ilmek ilmek nasıl dokunduğunu, cinselliğe bakışın tarihimizi ve bugünümüzü nasıl şekillendirdiğini, nefes kesici, titiz ve sansürsüz bir anlatımla gün ışığına çıkarıyor.
İnsan bedeni tarih boyunca kimin hizmetinde olmuştur?
İnsanlık tarihi boyunca bedenler, günahkâr ve kutsal olarak farklı muameleler görmüştür. Öyle ki bunun izleri mitolojiden sanata, dinlerden tarihe dek her alana sızmıştır. Cinsellik adı altında toplanan bu izler, içinde erilin gücünü, yüceltilmesini, dişilin dışlanmasını, baskılanmasını, metalaştırılmasını ve nihayetinde şeytanlaştırılmasını, ötekilerin yok sayılmasını ve lanetlenmesini taşır ve aslında bunlar tümüyle iktidarın tutumunu yansıtır.
Tarihin üstü örtülen, konuşulmayan ama bu sessizliğiyle dahi çığlık çığlığa bağıran karanlık kuytusunda neler gizlenmiştir? Bastırılmaya ve yok sayılmaya çalışılan aslında nedir?
Arkeolog ve Eskiçağ Tarihçisi Baha Batıkan mağaraların karanlığından sarayların has odalarına dek örtülüp saklanan bedenin, cinselliğin, günah ilan edilenin tarihinde derin ve meydan okuyucu bir kazıya götürüyor bizleri. Günah, kutsal ve tabu olanın içinde çıktığı bu “tehlikeli” yolculukta, bugün içine hapsolduğumuz zihniyetin ilmek ilmek nasıl dokunduğunu, cinselliğe bakışın tarihimizi ve bugünümüzü nasıl şekillendirdiğini, nefes kesici, titiz ve sansürsüz bir anlatımla gün ışığına çıkarıyor.