Ermeni Edebiyatı Numuneleri sekiz ünlü Ermeni yazardan on dört öykü içeriyor. Öyküleri derleyerek Ermeniceden Osmanlıcaya aktaran Sarkis Srents, dört ünlü Osmanlı aydınından-Abdullah Cevdet, Harutyun Şahrigyan, Süleyman Nazif ve Şahabettin Süleyman-aldığı beğence yazılarını da ekleyerek Numuneler'i 1913 yılında kitaplaştırır. Dönemin Ermeni Edebiyatı'ndan canlı örnekler sunan kitap, yayımlandığı ortamda büyük bir boşluğu doldurur. Ne var ki, 99 yıl sonra bugün, çift dilli olarak okuyucuyla buluşan Numuneler, 'var olan'ın, 'yaşamakta olan'ın capcanlı bir yansıması yerine, 'yok olan'ın, 'artık yaşamıyor olan'ın silik bir yansıması olarak çıkar karşımıza: Osmanlıca yok olmuştur; Türkiye'de Ermenice edebiyat üretilmiyordur ve kitaptaki çoğu öykünün kaleme alındığı dil olan Batı Ermenicesi, unutulmaya yüz tutmuştur. İşte tam da bu sebeplerden dolayı, kitabın adı "Ermeni Edebiyatı Numuneleri" değil, "Ermeni Edebiyatı Numuneleri-1913"tür. Dönemin ileri gelen aydınlarından Abdullah Cevdet, Ermeni Edebiyatı Numuneleri için kaleme aldığı yazısında, 99 yıldır gitgide büyüyen bu boşluğu öngörmüştür adeta: "Edebiyatçılar, şairler bir milletin ruhudurlar, bir milletten bunlar çıkarıldıktan sonra o millete ne kalır? His ve ileti yeteneğini çıkarırsanız insanda etten başka ne kalır? Güneş doğadan yok edilirse evrende ne kalır?"
Ermeni Edebiyatı Numuneleri sekiz ünlü Ermeni yazardan on dört öykü içeriyor. Öyküleri derleyerek Ermeniceden Osmanlıcaya aktaran Sarkis Srents, dört ünlü Osmanlı aydınından-Abdullah Cevdet, Harutyun Şahrigyan, Süleyman Nazif ve Şahabettin Süleyman-aldığı beğence yazılarını da ekleyerek Numuneler'i 1913 yılında kitaplaştırır. Dönemin Ermeni Edebiyatı'ndan canlı örnekler sunan kitap, yayımlandığı ortamda büyük bir boşluğu doldurur. Ne var ki, 99 yıl sonra bugün, çift dilli olarak okuyucuyla buluşan Numuneler, 'var olan'ın, 'yaşamakta olan'ın capcanlı bir yansıması yerine, 'yok olan'ın, 'artık yaşamıyor olan'ın silik bir yansıması olarak çıkar karşımıza: Osmanlıca yok olmuştur; Türkiye'de Ermenice edebiyat üretilmiyordur ve kitaptaki çoğu öykünün kaleme alındığı dil olan Batı Ermenicesi, unutulmaya yüz tutmuştur. İşte tam da bu sebeplerden dolayı, kitabın adı "Ermeni Edebiyatı Numuneleri" değil, "Ermeni Edebiyatı Numuneleri-1913"tür. Dönemin ileri gelen aydınlarından Abdullah Cevdet, Ermeni Edebiyatı Numuneleri için kaleme aldığı yazısında, 99 yıldır gitgide büyüyen bu boşluğu öngörmüştür adeta: "Edebiyatçılar, şairler bir milletin ruhudurlar, bir milletten bunlar çıkarıldıktan sonra o millete ne kalır? His ve ileti yeteneğini çıkarırsanız insanda etten başka ne kalır? Güneş doğadan yok edilirse evrende ne kalır?"