Esirler

Stok Kodu:
9786259820972
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
94
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%27 indirimli
150,00TL
109,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 13,38TL
9786259820972
1342315
Esirler
Esirler
109.50

Her şey ölümden daha korkunçtur. (Sükût) Bazı gece uyuyamazsın, içinden uykuyu alıp götüren büyük bir derdin vardır. Yarın karşılaşacağını ve önünde ezileceğini bildiğin birçok müşkülat, yakıcı bir güneşin ışığı gibi gözlerine vurur, seni uyutmaz. Sen yorgun, bitkin, bir dakika kendini unutabilmek için çareler ararsın. Kalbinin etrafında gürültü yaparak sana uykuyu haram eden bu düşünceleri bir an olsun kafandan çıkarmaya karar verir, yüze kadar sayar yahut gözlerini sabit bir noktaya dikerek hiçbir şey düşünmezsin. Yavaş yavaş tatlı bir dalgınlık vücuduna yayılmaya başlar, adeta her tarafının yumuşadığını duyarsın. Fakat bu anda kafandan zorla çıkarıp attığın düşünceleri dışarıda tutan eller de yumuşar. Ve bir sandalın altındaki deliği kapayan tıkaç oradan alındığı zaman sular nasıl deli gibi içeri dolarsa bu düşünceler de tekrar kafana hücum ederler. Sen kalbin şiddetle çarparak uyanırsın. Aynı azap yeniden başlar. Seni asıl harap eden, şimdi uyusan bile yarın akşam bu işkencenin gene tekrar edeceğini, hiç bitmeyeceğini bilmektir. O zaman gözlerinde bir uyku tüter. Öyle bir uyku ki ne çarpıntısı vardır ne de yarını... Yorgun vücudun boylu boyunca yatıp dinlenecek ve hiçbir düşünce, hiçbir dert sana gelmeye yol
bulamayacaktır. İşte ölüm bu uykudur... Geceleri gözlerini kapayamayanların aradıkları uzun ve rüyasız uyku. Ne o? Kapı mı?"

Her şey ölümden daha korkunçtur. (Sükût) Bazı gece uyuyamazsın, içinden uykuyu alıp götüren büyük bir derdin vardır. Yarın karşılaşacağını ve önünde ezileceğini bildiğin birçok müşkülat, yakıcı bir güneşin ışığı gibi gözlerine vurur, seni uyutmaz. Sen yorgun, bitkin, bir dakika kendini unutabilmek için çareler ararsın. Kalbinin etrafında gürültü yaparak sana uykuyu haram eden bu düşünceleri bir an olsun kafandan çıkarmaya karar verir, yüze kadar sayar yahut gözlerini sabit bir noktaya dikerek hiçbir şey düşünmezsin. Yavaş yavaş tatlı bir dalgınlık vücuduna yayılmaya başlar, adeta her tarafının yumuşadığını duyarsın. Fakat bu anda kafandan zorla çıkarıp attığın düşünceleri dışarıda tutan eller de yumuşar. Ve bir sandalın altındaki deliği kapayan tıkaç oradan alındığı zaman sular nasıl deli gibi içeri dolarsa bu düşünceler de tekrar kafana hücum ederler. Sen kalbin şiddetle çarparak uyanırsın. Aynı azap yeniden başlar. Seni asıl harap eden, şimdi uyusan bile yarın akşam bu işkencenin gene tekrar edeceğini, hiç bitmeyeceğini bilmektir. O zaman gözlerinde bir uyku tüter. Öyle bir uyku ki ne çarpıntısı vardır ne de yarını... Yorgun vücudun boylu boyunca yatıp dinlenecek ve hiçbir düşünce, hiçbir dert sana gelmeye yol
bulamayacaktır. İşte ölüm bu uykudur... Geceleri gözlerini kapayamayanların aradıkları uzun ve rüyasız uyku. Ne o? Kapı mı?"

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat