Cinsiyet kavramı temelde biyolojik olarak ifade edilmekle beraber, dillerde cin- siyet kavramı çeşitli yollarda kendini göstermektedir. Bu bağlamda bazı diller, cinsiyeti ifade etmek için dilbilgisel işaretleyicilerden faydalanırken bazı diller de dilbilgisel herhangi bir işaret kullanmamaktadır. Ancak bu durum söz konusu dillerde cinsiyetin var olmadığını da göstermemektedir. Bazı diller, sözlüksel olarak cinsiyet ayrımını veren kavram alanlarından faydalana- bilmektedir.
Türk dili de, dilbilgisel cinsiyet işaretleyicisi bulunmayan ancak sözlüksel olarak kadın ve erkek cinsini işaretleyen sözcükler aracılığıyla cinsiyet ayrımını vermektedir. Bu durum Türk dilinin, ilk dönemlerinden itibaren gözlemlene- bilecek bir özelliğidir. Türk dili daha ilk yazılı metinlerinin oluşturulduğu Eski Türkçe döneminden itibaren sözcükler aracılığıyla kadın-erkek cinsiyet ayrımı- ni verme niteliğine sahip bir dil konumundadır. Türk dilinin bu özelliği, söz konusu dönemlere dair eserlerden takip edilebilmektedir.
Cinsiyet kavramı temelde biyolojik olarak ifade edilmekle beraber, dillerde cin- siyet kavramı çeşitli yollarda kendini göstermektedir. Bu bağlamda bazı diller, cinsiyeti ifade etmek için dilbilgisel işaretleyicilerden faydalanırken bazı diller de dilbilgisel herhangi bir işaret kullanmamaktadır. Ancak bu durum söz konusu dillerde cinsiyetin var olmadığını da göstermemektedir. Bazı diller, sözlüksel olarak cinsiyet ayrımını veren kavram alanlarından faydalana- bilmektedir.
Türk dili de, dilbilgisel cinsiyet işaretleyicisi bulunmayan ancak sözlüksel olarak kadın ve erkek cinsini işaretleyen sözcükler aracılığıyla cinsiyet ayrımını vermektedir. Bu durum Türk dilinin, ilk dönemlerinden itibaren gözlemlene- bilecek bir özelliğidir. Türk dili daha ilk yazılı metinlerinin oluşturulduğu Eski Türkçe döneminden itibaren sözcükler aracılığıyla kadın-erkek cinsiyet ayrımı- ni verme niteliğine sahip bir dil konumundadır. Türk dilinin bu özelliği, söz konusu dönemlere dair eserlerden takip edilebilmektedir.