Orhan Şaik Gökyay'ın çalışmalarının büyük bir yekûnu onun Türk kültürünün farklı sahalarında kaleme aldığı makaleleridir. Hoca, kültür ve medeniyet tarihimizin önemli şahısları, eserleri ve devirleri hakkında pek çok yazı kaleme almıştır. Okuyucu bu kitapta Gökyay'ın 22 makalesini bulacaktır. Bu makaleler Gökyay'ın bütün çalışmalarında olduğu gibi bir nakkaş titizliğinde hazırlanmış; edebiyat, kültür ve dil bağlamında bir bütün olan Türk medeniyetine ait farklı sahalarda kaleme alınmış yazılardır.
Türk medeniyetinin her alanını ince eleyip sık dokuyarak ele almaya çalışan Orhan Şaik Gökyay, yazılarıyla edebiyatı bir bütün olarak görmek gerektiğini bu yazılarında anlatır. Kâh “Bizim Yunus” kâh İstiklâl şairimiz Mehmet Âkif, onun inceleme alanına girer. Bazen de bakarız ki hoca XVI. yy.'ın ünlü simâsı Gelibolulu Âli üzerine çalışır, onu ve eserini bize anlatır. Bazen de dışarıdan sadece bir kelime olarak görünen ama aslında bir medeniyetin aksi olan “supara” gibi bir kelimenin peşinde lügatlar paralar. Orhan Şaik Gökyay'ın bu yazıları hâl diliyle dil, kültür, edebiyat bağlamında bu yolda yürümeye karar vermiş genç dimağlara aslında birer uyarı ve yol gösterici mahiyetini hep korur.
Orhan Şaik Gökyay'ın çalışmalarının büyük bir yekûnu onun Türk kültürünün farklı sahalarında kaleme aldığı makaleleridir. Hoca, kültür ve medeniyet tarihimizin önemli şahısları, eserleri ve devirleri hakkında pek çok yazı kaleme almıştır. Okuyucu bu kitapta Gökyay'ın 22 makalesini bulacaktır. Bu makaleler Gökyay'ın bütün çalışmalarında olduğu gibi bir nakkaş titizliğinde hazırlanmış; edebiyat, kültür ve dil bağlamında bir bütün olan Türk medeniyetine ait farklı sahalarda kaleme alınmış yazılardır.
Türk medeniyetinin her alanını ince eleyip sık dokuyarak ele almaya çalışan Orhan Şaik Gökyay, yazılarıyla edebiyatı bir bütün olarak görmek gerektiğini bu yazılarında anlatır. Kâh “Bizim Yunus” kâh İstiklâl şairimiz Mehmet Âkif, onun inceleme alanına girer. Bazen de bakarız ki hoca XVI. yy.'ın ünlü simâsı Gelibolulu Âli üzerine çalışır, onu ve eserini bize anlatır. Bazen de dışarıdan sadece bir kelime olarak görünen ama aslında bir medeniyetin aksi olan “supara” gibi bir kelimenin peşinde lügatlar paralar. Orhan Şaik Gökyay'ın bu yazıları hâl diliyle dil, kültür, edebiyat bağlamında bu yolda yürümeye karar vermiş genç dimağlara aslında birer uyarı ve yol gösterici mahiyetini hep korur.