“Öreke Taşı'nda bir Osmanlı kızı ile iki Kefalonyalı'nın cesetleri bulundu. Beyoğlu'nda bir adam kendi yatak odası içinde asıldı. Bu iki cinayetin birbirine kesin ve yakın bağlantıları ise ortada mevcut eşya ile sabittir. Sözü edilen eşya anılan cinayetlerin daha nerelere kadar uzanacağını da gösteriyor. Eğer Osman Sabri Efendi kazandığı ün kadar usta bir adli zabıta memuru ise bu sırları meydana çıkarmaya çalışıp çabalamalıdır.”
İlk Türk polisiye muharriri, “Efendi Babamız” Ahmed Midhat Efendi, “Tanzimat Edebiyatı” denilen dönemin en popüler yazarıdır. “Efendi Babamız” bu polisiye romanı yayımladığı tarihte İtalya'da, İspanya'da, Balkan ve Orta Avrupa ülkelerinde ve bugün polisiye romanın en iyi örneklerini sunan İskandinav ülkelerinde dahi hiç polisiye roman yayımlanmamıştı. Esrâr-ı Cinâyât tefrika edilirken, kapalı bir biçimde de olsa yaptığı eleştirilerle gerçek bir kamu yöneticisinin suçunu ortaya çıkarmış ve dile düşen yöneticinin Avrupa'ya kaçmasına neden olmuştur
“Öreke Taşı'nda bir Osmanlı kızı ile iki Kefalonyalı'nın cesetleri bulundu. Beyoğlu'nda bir adam kendi yatak odası içinde asıldı. Bu iki cinayetin birbirine kesin ve yakın bağlantıları ise ortada mevcut eşya ile sabittir. Sözü edilen eşya anılan cinayetlerin daha nerelere kadar uzanacağını da gösteriyor. Eğer Osman Sabri Efendi kazandığı ün kadar usta bir adli zabıta memuru ise bu sırları meydana çıkarmaya çalışıp çabalamalıdır.”
İlk Türk polisiye muharriri, “Efendi Babamız” Ahmed Midhat Efendi, “Tanzimat Edebiyatı” denilen dönemin en popüler yazarıdır. “Efendi Babamız” bu polisiye romanı yayımladığı tarihte İtalya'da, İspanya'da, Balkan ve Orta Avrupa ülkelerinde ve bugün polisiye romanın en iyi örneklerini sunan İskandinav ülkelerinde dahi hiç polisiye roman yayımlanmamıştı. Esrâr-ı Cinâyât tefrika edilirken, kapalı bir biçimde de olsa yaptığı eleştirilerle gerçek bir kamu yöneticisinin suçunu ortaya çıkarmış ve dile düşen yöneticinin Avrupa'ya kaçmasına neden olmuştur