Hepimizin gemilerinin battığı bir zaman mutlaka olmuştur.
Hayat, hayaller ve hayal kırıklıklarıyla dolu.
Gerçek manada gemiyi batırıp da denize düşmekten söz etmiyorum.
Bir sebepten bizim istediğimiz gibi sonuçlanmayan düşleri, anları, hastalıkları, kalp kırıklıklarını kastediyorum. Olayları tersine çevirmek ve kıyıya ilk önce varmak için mücadele ediyoruz. Sonra da bir kurtuluş bekliyoruz. Hiç kuşkusuz, tamamen bize bağlı olan bir kurtuluş. İşin sonu belki iyi belki kötü olacak ya da belki de kurtuluş hiç gelmeyecek. Ancak günün birinde eve dönmeye çalışmaktan asla vazgeçmemeliyiz.
Ne şiir ne nesir, bu kitap genç bir adamın kalbinin derinliklerinden kopup gelen bir şarkı gibi. Gündelik hayatın başka bir betimlemesi âdeta. Yağmurlu bir akşamın ardından güneşli bir sabaha düzülen bir methiye. Aşkın her tecrübeyle yeniden, yeniden ve yeniden tanımlanması. Yaşanılan anın hissettirdiği her duyguya, çağrıştırdığı her anıya kişisel bir mektup gibi her sayfası. Bambaşka bir zamanda, dünyanın bambaşka bir yerinde, bambaşka insanların birbirlerini hiç görmeseler de aynı hisleri paylaşabildiği bir kitap bu. En nihayetinde hepimiz o evrensel duyguların kazazedeleri değil miyiz?
“Defreds’in yazdıklarının her biri kendisinden bir parça.”
Luis Ramiro
“Defreds kolayca okurların anılarını alevlendirip onları olmak istedikleri yerlere ışınlıyor ve kendisi de onlarla birlikte bir suç ortağı oluveriyor.”
Marwan
Hepimizin gemilerinin battığı bir zaman mutlaka olmuştur.
Hayat, hayaller ve hayal kırıklıklarıyla dolu.
Gerçek manada gemiyi batırıp da denize düşmekten söz etmiyorum.
Bir sebepten bizim istediğimiz gibi sonuçlanmayan düşleri, anları, hastalıkları, kalp kırıklıklarını kastediyorum. Olayları tersine çevirmek ve kıyıya ilk önce varmak için mücadele ediyoruz. Sonra da bir kurtuluş bekliyoruz. Hiç kuşkusuz, tamamen bize bağlı olan bir kurtuluş. İşin sonu belki iyi belki kötü olacak ya da belki de kurtuluş hiç gelmeyecek. Ancak günün birinde eve dönmeye çalışmaktan asla vazgeçmemeliyiz.
Ne şiir ne nesir, bu kitap genç bir adamın kalbinin derinliklerinden kopup gelen bir şarkı gibi. Gündelik hayatın başka bir betimlemesi âdeta. Yağmurlu bir akşamın ardından güneşli bir sabaha düzülen bir methiye. Aşkın her tecrübeyle yeniden, yeniden ve yeniden tanımlanması. Yaşanılan anın hissettirdiği her duyguya, çağrıştırdığı her anıya kişisel bir mektup gibi her sayfası. Bambaşka bir zamanda, dünyanın bambaşka bir yerinde, bambaşka insanların birbirlerini hiç görmeseler de aynı hisleri paylaşabildiği bir kitap bu. En nihayetinde hepimiz o evrensel duyguların kazazedeleri değil miyiz?
“Defreds’in yazdıklarının her biri kendisinden bir parça.”
Luis Ramiro
“Defreds kolayca okurların anılarını alevlendirip onları olmak istedikleri yerlere ışınlıyor ve kendisi de onlarla birlikte bir suç ortağı oluveriyor.”
Marwan