“Eğer evlilik fayda sağlayan bir olguysa, devlet tarafından tanınması eşitsizliği büyütmektedir."
Evliliğe Karşı; evlilik kurumunun tektipleştirici, baskıcı ve yok sayıcı etkilerini bir kez olsun duyumsamış olan herkesi sezgilerinin nasıl somutlaştığını görmeye ve ilişkilerin bütünüyle farklı, özgür ve adil biçimde örgütlendiği başka bir dünya ihtimaliyle yüzleşmeye çağırıyor. Burada söz konusu olan yalnızca geçmişte ve günümüzde evliliğe yöneltilen eşitlikçi ya da feminist eleştirileri, toplumsal bir bakış açısından sunulan çeşitli çözüm önerileriyle sentezlediği için ön plana çıkan bir kitap değil. Chambers, ustalıkla işlediği bu metinde, evliliğe içkin adaletsizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik politik bir modeli imleyen evliliksiz bir devletin ana hatlarını belirlemesiyle de sivriliyor. Evli ya da bekar, evlenebilen ya da evlenemeyen, evlenmeyi isteyen ya da istemeyen, yetişkin ya da çocuk herkesin mevcut haliyle evlilik kurumunun boyunduruğu altında yaşadığı baskı ve çekincelerin eleştirel bir dökümünü yapan bu eser, bireylerin ilişkilerini farklı düzeylerdeki müdahaleler yoluyla düzenleyen devletin ilgi ve çıkarlarını sorgulamaktan geri durmuyor. Siyasal liberalizmden ilişkisel sözleşme kuramına dek uzanan çeşitli yaklaşımların ışığında yürütülen tartışmalar yalnızca feministleri, eşitlikçileri ve liberalleri değil, toplumların temeline sorgulanmaksızın oturtulan evliliğin belirlenim ve koşulları altında yaşayan herkesi ikna edebilecek nitelikte. Maharetle haritalandırdığı çözümlerin hiçbiriyle yetinmeyen ve devlet tarafından özellikle tanınarak ayrıcalıklı kılınan bu ilişkinin olası bütün savunularına sağlam bir itiraz ileri süren Chambers, Evliliğe Karşı’da evlilik kurumunu titizlikle parçalara ayırıyor.
“Eğer evlilik fayda sağlayan bir olguysa, devlet tarafından tanınması eşitsizliği büyütmektedir."
Evliliğe Karşı; evlilik kurumunun tektipleştirici, baskıcı ve yok sayıcı etkilerini bir kez olsun duyumsamış olan herkesi sezgilerinin nasıl somutlaştığını görmeye ve ilişkilerin bütünüyle farklı, özgür ve adil biçimde örgütlendiği başka bir dünya ihtimaliyle yüzleşmeye çağırıyor. Burada söz konusu olan yalnızca geçmişte ve günümüzde evliliğe yöneltilen eşitlikçi ya da feminist eleştirileri, toplumsal bir bakış açısından sunulan çeşitli çözüm önerileriyle sentezlediği için ön plana çıkan bir kitap değil. Chambers, ustalıkla işlediği bu metinde, evliliğe içkin adaletsizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik politik bir modeli imleyen evliliksiz bir devletin ana hatlarını belirlemesiyle de sivriliyor. Evli ya da bekar, evlenebilen ya da evlenemeyen, evlenmeyi isteyen ya da istemeyen, yetişkin ya da çocuk herkesin mevcut haliyle evlilik kurumunun boyunduruğu altında yaşadığı baskı ve çekincelerin eleştirel bir dökümünü yapan bu eser, bireylerin ilişkilerini farklı düzeylerdeki müdahaleler yoluyla düzenleyen devletin ilgi ve çıkarlarını sorgulamaktan geri durmuyor. Siyasal liberalizmden ilişkisel sözleşme kuramına dek uzanan çeşitli yaklaşımların ışığında yürütülen tartışmalar yalnızca feministleri, eşitlikçileri ve liberalleri değil, toplumların temeline sorgulanmaksızın oturtulan evliliğin belirlenim ve koşulları altında yaşayan herkesi ikna edebilecek nitelikte. Maharetle haritalandırdığı çözümlerin hiçbiriyle yetinmeyen ve devlet tarafından özellikle tanınarak ayrıcalıklı kılınan bu ilişkinin olası bütün savunularına sağlam bir itiraz ileri süren Chambers, Evliliğe Karşı’da evlilik kurumunu titizlikle parçalara ayırıyor.