Türk seyahatnameciliğinin zirvedeki ismi olan Evliya Çelebi, 25 Mart 1611'de İstanbul'daki Unkapanı semtinde dünyaya gelir. Evliya Çelebi, seyahatlerinin sebebini 19 Ağustos 1630 gecesinde gördüğü bir rüyaya bağlar. Bu rüyaya göre İstanbul'da Yemiş İskelesi civarındaki Ahi Çelebi Camii'nde kalabalık bir cemaatle birlikte Hz. Muhammed'i görür. Tam bu sırada heyecana kapılır ve “Şefaat ya Resulullah!” diyeceği yerde “Seyahat ya Resulullah!” der. Bunun üzerine Hz. Peygamber tebessüm ederek Evliya Çelebi'ye şefaat, seyahat ve ziyareti müjdeler. Evliya Çelebi'nin uzak memleketlere ilk seyahati 1640 yılında Ketenci Ömer Paşa'nın Trabzon'a vali olarak gönderilmesiyle başlar. Bu arada beş yıl çeşitli yerlere seyahatlerde bulunur. Bu seyahatlerini kaleme alan Evliya Çelebi, “Seyahatname” adıyla bildiğimiz eseri meydana getirir. Hayatı boyunca hiç evlenmeyen ve çocuk sahibi olmayan ünlü seyyahın nerede öldüğüne ve nereye gömüldüğüne dair elimizde kesin bilgiler olmasa da Mısır'dan İstanbul'a döndükten sonra öldüğüne ve Meyyitzade Kabri civarındaki aile kabristanlığına gömüldüğüne dair iddialar vardır.
Türk seyahatnameciliğinin zirvedeki ismi olan Evliya Çelebi, 25 Mart 1611'de İstanbul'daki Unkapanı semtinde dünyaya gelir. Evliya Çelebi, seyahatlerinin sebebini 19 Ağustos 1630 gecesinde gördüğü bir rüyaya bağlar. Bu rüyaya göre İstanbul'da Yemiş İskelesi civarındaki Ahi Çelebi Camii'nde kalabalık bir cemaatle birlikte Hz. Muhammed'i görür. Tam bu sırada heyecana kapılır ve “Şefaat ya Resulullah!” diyeceği yerde “Seyahat ya Resulullah!” der. Bunun üzerine Hz. Peygamber tebessüm ederek Evliya Çelebi'ye şefaat, seyahat ve ziyareti müjdeler. Evliya Çelebi'nin uzak memleketlere ilk seyahati 1640 yılında Ketenci Ömer Paşa'nın Trabzon'a vali olarak gönderilmesiyle başlar. Bu arada beş yıl çeşitli yerlere seyahatlerde bulunur. Bu seyahatlerini kaleme alan Evliya Çelebi, “Seyahatname” adıyla bildiğimiz eseri meydana getirir. Hayatı boyunca hiç evlenmeyen ve çocuk sahibi olmayan ünlü seyyahın nerede öldüğüne ve nereye gömüldüğüne dair elimizde kesin bilgiler olmasa da Mısır'dan İstanbul'a döndükten sonra öldüğüne ve Meyyitzade Kabri civarındaki aile kabristanlığına gömüldüğüne dair iddialar vardır.