Basında “Osmanlı’dan devrolmuş bir dolandırıcı”, “68 kadını evlilik vaadiyle dolandıran bir kadın avcısı”, “cezaevinde yatarken İtalyan lider Mussolini’yi dahi dolandırmış azılı bir hırsız” olarak zikredilen ve hayırsız haleflerinden Sülün Osman’ın bile adını geride bırakan menfi bir şöhretin sahibi Eyüplü Halid, aslında Sülün Osman’a mal edilen köprü, saat kulesi satmak gibi pek çok efsanevi üçkâğıdın da mucididir.
Ramazan Erhan Güllü tarafından derlenip bu kitapta bir araya getirilen hatıralar, Ahmet Emin Yalman’ın sahibi olduğu Vatan gazetesinde 03 Temmuz- 14 Ağustos 1941 tarihleri arasında 41 tefrika hâlinde yayımlanmıştır. Hatıraların neşri gazeteye yönelik çeşitli eleştirilere yol açmış, gazete ise “Halid’in bu durumu vesile bilerek bundan böyle bu tür işler yapmayacağı, hatıraları sayesinde de insanların bu tarz dolandırıcıların tuzaklarına düşmemeleri için uyarıda bulunulmuş olacağı” kaydıyla yayımı sürdürmüştür. Abdülhamit devrinden Cumhuriyet’e intikal eden bu büyük dümencinin anılarını keyifle okumakla kalmayacak, aynı zamanda yakın dönem sosyal tarihimizin küçük bir kesitine farklı bir zaviyeden de bakmış olacaksınız..
Basında “Osmanlı’dan devrolmuş bir dolandırıcı”, “68 kadını evlilik vaadiyle dolandıran bir kadın avcısı”, “cezaevinde yatarken İtalyan lider Mussolini’yi dahi dolandırmış azılı bir hırsız” olarak zikredilen ve hayırsız haleflerinden Sülün Osman’ın bile adını geride bırakan menfi bir şöhretin sahibi Eyüplü Halid, aslında Sülün Osman’a mal edilen köprü, saat kulesi satmak gibi pek çok efsanevi üçkâğıdın da mucididir.
Ramazan Erhan Güllü tarafından derlenip bu kitapta bir araya getirilen hatıralar, Ahmet Emin Yalman’ın sahibi olduğu Vatan gazetesinde 03 Temmuz- 14 Ağustos 1941 tarihleri arasında 41 tefrika hâlinde yayımlanmıştır. Hatıraların neşri gazeteye yönelik çeşitli eleştirilere yol açmış, gazete ise “Halid’in bu durumu vesile bilerek bundan böyle bu tür işler yapmayacağı, hatıraları sayesinde de insanların bu tarz dolandırıcıların tuzaklarına düşmemeleri için uyarıda bulunulmuş olacağı” kaydıyla yayımı sürdürmüştür. Abdülhamit devrinden Cumhuriyet’e intikal eden bu büyük dümencinin anılarını keyifle okumakla kalmayacak, aynı zamanda yakın dönem sosyal tarihimizin küçük bir kesitine farklı bir zaviyeden de bakmış olacaksınız..