Tüm fermanlar boyunca Ezidi toplumu çok ağır koşullarla karşı karşıya kaldı. Toplu ölümler, toplu sürgünler, katliamlar, çok yönlü inançsal dayatmalar, dayanılması zor dönemler yaşadı ve hala yaşıyor. Aşağılanma ve onur kırıcı davranış ve dayatmalara tabi tutularak, kendini ve değerlerini inkâr etme dayatıldı. Ezidiler, özellikle kendilerine dayatılan bu ferman uygulamalarında yalnızca yaşamları ile sınanmadılar. Ezidi’ler, namusları, iffetleri ve inançları ile de sınandılar. Üstelik bu sınamalar, çok zaman ölüm üzerine oynanan bir oyun idi. Ve bu oyunda kaybeden yaşamının yanında değer verdiği her şeyini kaybediyordu.
Sözün ötesinde, kıyımlardan, kırımlardan, yıkımlardan geçenler, hep Ezidiler oldular. Onun içindir ki, kadınlarının ninnileri değil, çocuklarının yalnızca oynadıkları oyunları değil, söyledikleri şarkıları değil, yakarışları, ilahileri bile acılıdır.
Ezidiler, gerek inanç yapıları, gerek yaşam biçimleri, gerekse de dilleri yüzünden, her türlü işkencelerle karşılaştılar. Coğrafyaları, hayvan ve bitki varlığı, doğaları tahrip edildi. Ama her durumda güçlü kalarak göğüs gerdiler, tüm olumsuzluklara katlandılar. Her dönemde, her olumsuzlukta, tekrarlanan her Ezidi fermanı ile, Ezidi coğrafyasının masum ve mazlum halkı, yeniden sonu gelmeyen yollara, yeniden ardı belirsiz karanlıklara, belirsizliklere doğru yollara döküldüler.
Tüm fermanlar boyunca Ezidi toplumu çok ağır koşullarla karşı karşıya kaldı. Toplu ölümler, toplu sürgünler, katliamlar, çok yönlü inançsal dayatmalar, dayanılması zor dönemler yaşadı ve hala yaşıyor. Aşağılanma ve onur kırıcı davranış ve dayatmalara tabi tutularak, kendini ve değerlerini inkâr etme dayatıldı. Ezidiler, özellikle kendilerine dayatılan bu ferman uygulamalarında yalnızca yaşamları ile sınanmadılar. Ezidi’ler, namusları, iffetleri ve inançları ile de sınandılar. Üstelik bu sınamalar, çok zaman ölüm üzerine oynanan bir oyun idi. Ve bu oyunda kaybeden yaşamının yanında değer verdiği her şeyini kaybediyordu.
Sözün ötesinde, kıyımlardan, kırımlardan, yıkımlardan geçenler, hep Ezidiler oldular. Onun içindir ki, kadınlarının ninnileri değil, çocuklarının yalnızca oynadıkları oyunları değil, söyledikleri şarkıları değil, yakarışları, ilahileri bile acılıdır.
Ezidiler, gerek inanç yapıları, gerek yaşam biçimleri, gerekse de dilleri yüzünden, her türlü işkencelerle karşılaştılar. Coğrafyaları, hayvan ve bitki varlığı, doğaları tahrip edildi. Ama her durumda güçlü kalarak göğüs gerdiler, tüm olumsuzluklara katlandılar. Her dönemde, her olumsuzlukta, tekrarlanan her Ezidi fermanı ile, Ezidi coğrafyasının masum ve mazlum halkı, yeniden sonu gelmeyen yollara, yeniden ardı belirsiz karanlıklara, belirsizliklere doğru yollara döküldüler.